Dokumacılık sanatında Konya oldukça önemli bir merkezdir. Yanı sıra Konya, Anadolu ve çevresi Türk halı sanatının, erken tarihli örnekleriyle kayda değer bir merkezidir. Bilindiği gibi bu merkez Selçuklu ve Beylikler dönemlerinde dokunmuş erken tarihli halıları ile ünlüdür. Selçuklu Döneminde Anadolu’ya yerleşen Türkmenler, Konya ve civarında yüzyıllardır el dokumacılığının eşsiz örneklerini vermişlerdir. Ününü Osmanlı Döneminde ve günümüzde de sürdüren Konya, Orta Çağdan başlayarak bugüne değin çok uzun bir zaman diliminde, el dokumalarıyla Türk sanatında önemli bir yer tutmaktadır. Bu yer, Konya dışında dokunarak buraya gelmiş halılarla daha da büyük bir konuma ulaşmaktadır.
Türk dokumacılık tarihinin altın dönemi olarak kabul görmüş olan Selçuklu halılarının üretildiği şehir olma ayrıcalığı olan Konya’da, günümüzde diğer pek çok yörede olduğu üzere, belirli bir merkezde standart bir düğüm-atkı kalitesinde, tipik, klasikleşmiş bir renk sistematiğiyle halı ya da kilim dokunmamıştır. Yörenin geniş coğrafyasında hemen hemen her köy ya da kasaba kendine özgü kalitesiyle, rengiyle, desen anlayışıyla üretim yapmıştır. Bu üretimlerin her biri üretildiği yerleşim yerinin adıyla anılır. Sille halısı, Karapınar tülüsü, Obruk kilimi, Nuzumla halısı, Derbent halısı, Çiğil kilimi… gibi. Ayrıca Doğanhisar-Ayaslar’da mekikli dokuma, Beyşehir, Akşehir gibi yerlerde hasır dokuma vardır. Geçmişten bu yana el dokumacılığı sahasında sürekli bir merkez konumunda olan Konya günümüzde de bu önemini korumaktadır.
Bazı bilim ve sanat adamları, Türkiye’deki halıcılığı üç grupta toplamaktadırlar. Birinci gruba; Hereke, Sivas, Kayseri, Isparta gibi şehirlerde dokunan halılar girmektedir. Bu grupta belirtilen halıların çoğunluğunda desen XVII. yüzyıl klasik devir Osmanlı saray halılarının desen karakterine benzer natüralist yaprak, çiçek motiflerinden oluşmaktadır. İkinci grupta ise “Yörük dokumaları” olarak da tanımlanan, hayvan yetiştiriciliği ile uğraşan mobil toplulukların kendi ihtiyaçları için üretimleri vardır. Üçüncü gruba ise Yahyalı, Ayvacık, Ezine, Milas, Kula, Döşemealtı gibi yörelerin halıları dâhil edilebilir. Bu gruptaki halıların ise başlangıcında günlük kullanım ya da çeyiz gibi bir amaca yönelik üretim söz konusudur. Konya dokumacılığı genel bir yaklaşımla bakıldığında görülecektir ki; bu gruplandırmada üçüncü gruba dâhildir.
Konya dokumacılığı Osmanlı Döneminde de önemliydi. İradeler Tasnif-i Meclis-i Mahsus defterleri, 147. dosya, 1330/Ra-07 gömlek numaralı, 1912 tarihli belgede “Konya merkezi civarında Meram nam mahalde yün ipliği ve şayak imaline mahsus bir fabrika inşası için Tombakzade Mehmed Murad Bey’e ruhsat itâsı”ndan bahsedilmektedir. Meclis-i Vükelâ Mazbataları defterleri, 227. dosya, 14 gömlek numaralı, 1912 tarihli belgede ise “Konya’da Meram mevkiinde de yün ipliği ve şayak imaline mahsus fabrika inşasına ruhsat verilmesi”nden bahsedilmektedir. Maarif Nezareti Tasnif-i Mektubi Kalemi, 417. dosya, 15 gömlek numaralı, 1899 tarihli belge “Konya ve mülhakatında beş mektep ile bir halı tezgâhının resmî açılışlarının yapıldığı” hakkında bilgi vermektedir. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde Konya’daki dokumacılığa dair daha birçok evrak vardır.
Geçmiş dönemlerde Türk halıları, Avrupa prenslerinin zenginlik göstergeleri hâline gelmiş ve zamanın ressamlarına halılarıyla birlikte tablolarını yaptırmışlardır. Washington Tekstil Müzesi’ndeki eşsiz koleksiyonun içerisinde de bu halılar vardır. Bazı Konya halılarının Avrupalı ressamların tablolarında tasvirlendiği de bilinmektedir.
Flaman ressam Hans Memling tarafından 1490 yılında yapılan “Çiçekli Natürmort” isimli tablo 22,5x29,2 cm ölçülerindedir. Meşe ağacı pano üzerine yağlı boya olup, Madrid Bornemisza koleksiyonundadır. Dış küçük bordüründe suyolu şeklinde küçük çengeller yer alırken, büyük bordürde geometrik yanışlar sıralanmaktadır. Ancak ressamın büyük bordürü resimlerken biraz değişiklik yaptığı ihtimaline de dikkat edilmelidir. Orta kompozisyon alanı ise karelere bölünmüş olup, karelerin içlerine sekizgenler yerleştirilmiştir. Sekizgenlerin içerisinde kademeli, kancalı (çengelli) beyaz renkli ejder figürü yer almaktadır. Bu tip desen şeması genellikle Kafkas halılarında görülür. Ancak Anadolu Yörüklerinin Batı Anadolu’dan Doğu Anadolu’ya kadar geniş bir alanda buna benzer kompozisyonları bugün dahi dokudukları bilinmektedir. Benzer kompozisyonlara Konya ve civarında da sıklıkla rastlanır. Bunlar desen itibarıyla Kafkas halılarına benzemekle birlikte Konya halısı tasviridir. Benzer örneklerinden bir tanesi günümüzde Konya Etnografya Müzesi’ndedir.
Konya’da, XVII. yüzyıl sonu ila XIX. yüzyıl başından itibaren mahallî halı geleneklerinde, farklı üsluplar görülmeye başlar. Farklı üsluplara ilk örnek olarak XVIII. yüzyıldan itibaren Ladik ve Karapınar’da belirginleşen halıcılık faaliyetleri ve erken dönem Konya halıları dâhil edilebilir. Karaman, Taşpınar, Arısama (Belkaya), Sızma, Cihanbeyli, Obruk, Keçimuhsine ve Nuzumla’da belirginleşen mahallî desen farklılıkları, XX. yüzyıla kadar sürerek, hem etnografik eser hem de ticari emtia olma özellikleriyle önemli bir gelişme olarak kabul edilebilir. Konya halıcılık bölgelerini, İnlice ve Ereğli, Ladik ve Kavak’ta yapılan halılarla birlikte oldukça genişletebilmek de mümkündür. Desen ve dokuma farklılıkları ile Konya dokuma bölgeleri sayı olarak yirminin üzerindedir.
Günümüzde Konya Ticaret Odası Meslek Grupları Nisan 2002 Raporu verilerine göre günümüze kadar faaliyetini tamamlamış ya da hâlen faaliyetlerini sürdüren merkezde 230 halı imal eden-satan olduğu bilinmektedir. Konya dokumacılığını ilçeleriyle beraber bir bütün olarak görürsek, kayıt dışı işletmeler haricinde bile rakamın daha da büyüyeceği anlaşılmaktadır.
Konya Müzeler Müdürlüğü ekspertiz raporlarına göre, toplam metrekare tutarı tespit edilememekle birlikte 2001 yılında, 2.763 adet yün halı, 1 adet ipek halı, 599 adet tülü, 1946 adet kilim ve 11 adet cicim Konya’dan yurt dışına ihraç edilmiştir. İhraç olan bu mamullerin müze kayıtlarına göre tamamının metre kare tutarı belli olmamakla birlikte, yukarıda adetleri belirtilenlerin bir kısmının metre kare tutarı ise şu şekildedir: İhraç olan 2.763 adet yün halıdan 306 adedi 594,1 metrekare, 599 adet tülüden 385 adedi 971,34 metrekare, 1.946 adet kilimden 1.011 adedi 2.857 metrekaredir. Konya’da satışı yapılan ancak gümrük çıkış işlemleri diğer illerden yapılanlar ve yerli pazara arz olunan imalat miktarı ise bu rakamların dışındadır.
Konya Ticaret Odası kayıtlarına göre ise 2001 yılında toplam 163.409 kilogram ağırlığındaki halı ve dokunabilir yer kaplaması madde 1.236.918 dolar karşılığında ihraç edilmiştir.
Konya günümüzde müzelerinde barındırdığı dokumalarıyla da zengin bir koleksiyona sahiptir. Konya Etnografya, Mevlâna, Koyunoğlu müzelerinin dokuma seksiyonları Selçukludan günümüze Konya vd. yörelerin kumaş, halı, kilim gibi dokuma türleri bakımından oldukça kalabalık bir envantere sahiptirler. Özellikle Koyunoğlu Müzesi halı seksiyonu yoğun olarak Konya yöresi dokumaları bakımından zengin bir envantere sahiptir.