GÜHERTAŞ (GEVHERTAŞ) MEDRESESİ

Türkiye Selçukluları Dönemi yükseköğretim kurumu.

Çifte Merdiven Mahallesi’nde, Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü binasının doğu kapısı önündeki yolun ötesinden itibaren binalar ve yeni açılan cadde altında kalan medrese, Alâeddin Keykubat’ın lalası, Dizdar unvanı ile tanınan Emir Bedreddin Gühertaş/Gevhertaş tarafından yaptırılmıştır. Medrese, tapu kaydına (21 pafta, 242 ada ve 35 parsel) göre 1.017 metrekarelik bir alanı kapsamaktadır.

Medrese günümüzde Şems Mahallesi, Şerafettin Caddesi üzerindeki Sabah Dershanesinin Ahmet Sağır Şubesinin binasının olduğu yerdedir. Tapu kayıtları da 916 ada, 57 parsel olarak değişmiş, medrese arsasının 135 metrekarelik kısmı da yola dâhil edilmiştir.

Eflâki’nin anlattığına göre, Baha-i Veled* bir gün sultanın meclisinde bütün bilgin ve emirlerin bulunduğu bir sırada vaaz verirken cemaat arasındaki Gühertaş’ın içinden geçirdiği bir düşünce üzerine ondan bir aşır okumasını ister. Bedreddin Gühertaş isteğini yerine getirir. Baha Veled, büyük bir vukufiyetle okunan aşırın ayetlerini açıklar. Baha Veled’in bu kerameti ve açıklamaları karşısında hayran kalan Gühertaş da Baha Veled’in minberinin ayağını öpüp, ona mürit olur. Kaldıkları Altunba Medresesi ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığı için Baha Veled de Bedreddin Gühertaş’tan, çocukları için bir medrese yaptırmasını ister. Medrese iki yıl içerisinde tamamlanır; fakat Baha Veled, medrese tamamlanmadan vefat eder. Baha Veled 1231 yılında vefat ettiğine göre medrese, 1232 yılında tamamlanmış olmalıdır.

Medrese, Selçuklu ve Karamanoğulları dönemlerinde Medrese-i Mevlâna, Osmanlı Döneminde Medrese-i Molla, daha sonra Molla-i Atik (Eski Molla) Medresesi, sonradan Mevlâna’nın oğlu adına Mevlâna Dergâhı yanında yaptırılan medrese de Molla-i Cedit Medresesi olarak anılmıştır.

Pek çok Konya yapısı gibi kara örtü denilen toprak damlı olan medrese, kerpiç ve toprak malzeme ile yapıldığı için zamanımıza kadar gelememiştir. Vakfiyesi günümüze intikal etmemekle beraber, medrese için birçok vakıf tesis edilmiştir.

Bu medreseye büyük önem verip saygı gösteren Mevlâna bu eğitim kurumu için: “Bizim bu medresemiz velilerin meskenidir” buyurmuştur. Mevlâna ile Şems, Şems’le Kimya Hatun arasında geçen bütün olaylar bu medrese ve bahçesinde cereyan ettiği gibi Mevlâna, eserlerinin büyük bir bölümünü de burada yazmış veya yazdırmıştır.

Molla-i Atik Medresesi, Mevlâna ve çocuklarından sonra asırlarca medrese olarak kullanılmış, burada binlerce talebe yetiştirilmiştir. 1860 yılında medreseye Seyit Hüseyin adında bir zat müderris olarak tayin edilmiştir. Ayrıca medresede 1885 yıllarına doğru, Konya müftülerinden Gezlevili Hacı Ahmet ile Ağrıslı Mustafa Efendilerin müderrislik yaptığı bilinmektedir.

XX. yüzyıl başlarından itibaren harap olan medrese bir ara tamir gördüyse de çok geçmeden, ilgisizlikten binası tamamen yıkılmış, arsası da tecavüzlere uğramıştır. Cumhuriyet Döneminde diğer medrese arsalarında olduğu gibi bu medrese yeri de özel mülkiyete intikal etmiştir.

Medresenin yerinde hâlen Sabah Dershanesi Ahmet Sağır Şubesi bulunmaktadır.

Gühertaş (Gevhertaş) Medresesi'nin yeri

MEHMET ALİ UZ

BİBLİYOGRAFYA

  • Eflaki, 1986, I/43-44, 543; Konyalı, Konya Tarihi, 1964, 801, 887, 944, 945; Önder, 1956, 6; Arabacı, 1998, 183-185; Hacıgökmen, 2011b, 66-67; KTKBMA.