Yeni Camii adıyla da anılan eser, Beyşehir-Şarkîkaraağaç karayolu üzerindeki Kıreli kasabasının eski yerleşim bölgesinde yer almaktadır. Cami, dıştan dışa 11,60x15,00 metre ölçüsünde dikdörtgen bir mekâna oturur. Eskiden düz toprakla örtülü olan damı, 1962 yılında değiştirilerek çinko kaplı kırma çatı hâline getirilmiş, kerpiçten olan beden duvarları da bu tamirat sırasında tamamen yenilenerek taşla örülmüş, pencereleri de genişletilmiştir. İçeriye giriş kuzey cephe duvarına açılan dikdörtgen sade bir kapıyla sağlanmış, önüne de basit bir sundurma konmuştur. Bu cephede kapının dışında başka bir açıklık bulunmamakta, buna mukabil diğer duvarlardaki altlı üstlü pencerelerle iç aydınlatılma sağlanmaktadır. Doğu duvarının güney köşesine yakın bir yerde dikkati çeken dikdörtgen kitabenin daha önce caminin yakınında bulunan ve yakın zamanda yıkılan Kozmollu Hanı’ndan sökülerek tamir esnasında buraya konulduğu bilinmekte, üzerinde 1321 rakamı okunmaktadır. Yapının etrafı küçük bir avlu duvarı ile çevrilmiş, avlunun kuzeybatı köşesine de caminin tamiratını yaptıran şahıs için bir mezar yapılmıştır.
Kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olan yapı, aynı istikamette sıralanan ahşap sütunlarla üç sahına ayrılmıştır. Orta sahın yan sahınlardan daha yüksek olduğu hâlde, geleneğin dışında daha dar tutulmuştur. Duvarlar beyaz kireç badanalıdır. Duvarlardaki bu sadeliğe karşılık mahfil ve tavanı ahşap kuruluş ve tezyinat açısından son derece zengin olup, Anadolu’daki nakışlı ahşap camilerin nadide örneklerinden birisini teşkil etmektedir.
Mihrap kıble duvarı ortasına oyulmuş yarım silindirik bir niş şeklindedir. Niş kenarları burmalı ince birer sütunce ile sınırlanmış, kavsara boşluğuna ince tahta levhalar çakılmıştır. Ahşap kaplamalı ve kalemişi bezemeli bu mihrabın cephesi duvardan hafif taşıntı yapan farklı genişlikte üç süsleme şeridi ile çerçevelenmiştir. Kavsaranın üstündeki dikdörtgen panoya uçları rozetlerle nihayetlenen kartuş içinde bir sıra yazı hak edilmiştir.
Minber güneybatı köşededir. Batı duvarına bitişik olan sade ahşap minberin dilimli kapısı üstte yine dilimli bir tepelik ile tamamlanmaktadır. Yan kanatlar düz ahşap levhalarla kaplanmış, korkuluk ise parmaklıklardan meydana gelmiştir. Köşk kare gövdeli olup, üstündeki geometrik süslemenin aralarına lale motifleri resmedilmiş, bordo, aşı kırmızısı, kirli beyaz, sarı ve yeşil ile renklendirilmiştir.
Kadınlar mahfili kuzeyde yer almakta, iki taraftan 1,45’er metre daha öne çıkıntı yaparak bir “U” şeması oluşturacak şekilde yan duvarlara bitişmektedir. Mahfili taşıyan ahşap kirişlerin uçları profilli konsollar hâline getirilmiş, araları da kalemişi olarak çeşitli motiflerle tezyin edilmiştir. Konsolların yan aralarında bazen bir çiçek, bazen de bir tabak veya vazo içine yerleştirilmiş çiçek ve meyveler görülmektedir. Üst aralarda ise; serbest veya vazolardan çıkarak yanlara dağılan natüralist çiçeklerin yanında, bir noktadan dağılarak yüzeyi girift bir şekilde dolduran daha stilize kıvrık dal ve çiçekler dikkati çekmektedir. Bunlar dıştan renkli zencereklerle çerçevelenmiş, motiflerde kırmızı, sarı yeşil, beyaz, kahverengi ile tonlarına yer verilmiştir.
Mahfilin tavanı dıştan süsleme bordürleri ile sınırlanmış, ortadaki geniş alan çıtalarla karelere bölünerek merkeze geometrik bir göbek yerleştirilmiştir. İçleri bitkisel dolgulu yedi kenarlı bu dekoratif göbek son derece etkileyicidir.
Tavan kıble duvarına dik olarak atılan iki ana kiriş tarafından taşınmaktadır. Kirişlerin uçları kuzey ve güneyde duvardan çıkarılmış ahşap konsollara, ortada ise yastıklar vasıtasıyla toplam altı ahşap sütuna otururlar. Orta sahının tavanı ana kirişlere dik olarak atılan iki kademeli konsol sırası ile yanlardan daha yüksek tutulmuştur. Ana kirişleri taşıyan sütunların gövdeleri silindirik kesitli olup, yastıklara birleştiği yerlerde incelerek kareye dönüşürler. Öndekilerinin iç yüzlerinde vazo içinden çıkan çiçekler resmedilmiş ve çeşitli boyalarla renklendirilmiştir. Yine bu ana kirişlerin yan yüzeyleri ve alt kısımlarıyla bunların üstünde sıralanan profilli konsolların ara boşlukları, bunların tavanları hiç boş yer bırakılmaksızın bitkisel ve geometrik motiflerle dekore edilerek, mavi, kırmızı, sarı, yeşil, beyaz ve bunların tonları ile renklendirilmiştir.
Caminin üzerinde tarihlendirilme ile ilgili herhangi bir kitabe bulunmasa da süslemelerinden yola çıkılarak, kullanılan renkleri ve kalitelerini dikkate alarak, özellikle de bitkisel süslemenin karakterine bakarak caminin Osmanlı’nın geç dönemlerinde inşa edildiğini söylemek mümkündür.