B. Cumhuriyet Döneminde Konya Ekonomisi
Cumhuriyetin ilk yıllarından 1980’lere kadar tarıma dayalı olan ekonomik yapı, tarım dışında sanayinin ve dış ticarette ihracatın gelişmesi ile gelişme göstermiş ve Konya ileri bir tarım merkezi olma yanında Türkiye’nin otomotiv, ayakkabı, gıda ve tarımsal aletler sanayisi gibi alanlarda önde gelen bir imalat merkezi hâline gelmiştir.
1923-1950 Döneminde Konya Ekonomisi
XIX. yüzyılda, Konya büyük ölçüde kendine yeten bir ekonomik hayata ve büyük ölçekli tarım ile manifaktür nitelikte olmayan küçük ölçekli bir sınai üretim yapısına sahipti. Cumhuriyetin ilk yıllarından 1950’ye kadar ekonomik yapıdaki bu özellik devam etmiştir.
Konya, 1923-1950 döneminde aktif nüfusun %45’inin tarımda çalıştığı tarımsal bir ekonomik yapıya sahip olmakla birlikte, 1927 Sanayi Sayımı’nın sonuçlarına göre Türkiye’nin görece önemli imalat merkezlerinden birisidir. Genel olarak bu dönemde Konya nüfusunun geniş arazileri ekmeye yetecek düzeyde olmadığı söylenebilir. Bu dönemde ticari teşebbüs ruhu pek gelişkin değildir. Eski işlerin büyütülmesi yerine muhafazası tercih edilmektedir.
1927 Sanayi Sayımı’na göre Konya, Türkiye’deki toplam 65.245 sanayi işyerinin %3,4’ü oranında 2.245 işyerine sahipti. Bu sayıma göre Konya’da aktif nüfusun %45’i tarımda çalışmaktaydı. Konya, ülke genelinde işyeri sayısı bakımından tarıma dayalı imalat, maden, maden işleme ve imalat sanayisinde ikinci (%26,5) ve ağaç işleme sanayisinde üçüncü (%13,4) sıradaydı.
Konya’da o dönemde işletme başına çalışan sayısı ortalama iki ila üçü aşmamaktadır. Mezkûr sayıma göre Konya’da 50-100 arasında işçi çalıştıran işyeri sayısı 5 ve 10-20 arasında işçi çalıştıran işyeri sayısı ise 5 olduğu gibi bu işletmelerin çoğu gayrimüslimlerin elindedir.
1930 sonlarında ise Konya’daki küçük sanat ve işyerlerinin dağılımı şu şekilde idi:
İş Kolu |
İşyeri |
Atölye |
Dericilik |
56 |
2 |
Arabacılık |
56 |
|
Dülgerlik |
40 |
|
Tenekecilik |
35 |
|
Dokumacılık |
50 |
3 |
Kunduracılık |
12 |
|
Mestçilik-Yemenicilik |
150 |
|
Keçecilik |
60 |
|
Şekercilik |
10 |
|
Helvacılık |
13 |
|
Cumhuriyetin başlarında Konya’da zikredilmesi gereken önemli bir tesis ise 1929’da Macarların yaptığı elektrik santralidir. 1938 yılında bu santrale bağlı bir buz fabrikası açılmıştır. Diğer bir elektrik santrali ise sadece gece üretim yapan Akşehir’deki santraldir.
Bu dönemdeki Konya’daki en önemli tesis ve devlet yatırımı 20.11.1934 tarihinde temeli atılan ve 1937’de işletmeye açılan Ereğli Bez (Dokuma) Fabrikasıdır. Fabrikanın enerji ihtiyacı 1.700 kilovatlık bir termik santral ile İvriz’deki bir türbinden karşılanmaktaydı. Yıllık 6 milyon metre kapasiteli fabrikada 150 memur ve 1.850 işçi çalışmaktaydı.
1927 tarihli Teşvik-i Sanayi Kanunu’ndan yararlanan Konyalı işletmeler kumaş, trikotaj, kereste, kimya, un sanayileri ile matbaacılık alanlarında faaliyet göstermektedir. Mezkûr kanundan sonra Konya’da dokuma sanayisine yönelik üç tesis kurulmuştur. Bunlar 1933 tarihli 150 işçinin çalıştığı ve 75 tezgâhlı Mehmet Haşhaş Atölyesi; 1936 tarihli 24 işçi ve 18 tezgâhla çalışan Doğanbey Yerli Dokuma Atölyesi ve 1933 tarihli 40 küsur işçi ve 24 tezgâhla çalışan Silleli Süleyman Sırrı ve Şeriki Atölyesidir. Bunun dışında Belediye 1926’da, Sille taşlarını ucuzlatmak gayesiyle birinci beyaz taş ocaklarına döşenen bir dekovil hattını Lenc şirketine yaptırmış ve taş ocağı işletmeciliğine başlamıştır (bk. Alavardı-Sille Dekovil Hattı*).
1896 yılında Konya’da 25 değirmen bulunduğu ve ilk buharlı un fabrikasının ise 1906’da kurulduğu bilinmektedir. Cumhuriyetten sonra ise özellikle buharlı değirmencilik gelişmiştir. 1925’e gelindiğinde Konya, 7 buharlı un fabrikasına ve Meram-Dere civarında 22 un değirmenine sahipti (bk. Değirmenler*).
Cumhuriyetten sonra, Konya’da tarım üretimi hem ekilen arazi miktarı hem de tarım ürünleri fiyatları -1929’a kadar yükseldiği için- artmışsa da üretimi olumsuz etkileyen kuraklık ve sulama problemleri de yaşanmıştır. Bunun üzerine, 4 Şubat 1936’da vilayet ve su işleri bürosu kurulduysa da daha köklü tedbirler gereken susuzluk konusunda fazlaca başarılı olunamamıştır. Kuraklık yüzünden 1932-1934 arasında Konya’dan 1.500 hanenin göç ettiği ve dışarıya çalışmak için gidenlerin sayısının arttığı görülmektedir. Bu dönemde yol inşaatlarında çalışacak ücretli amelenin kuraklıktan etkilenen köylerden temin edilmesine gidilmiştir. Tarımsal üretimde devletin aldığı önlemlerden olan modern çiftlik uygulamalarının geliştirilmesi için çıkarılan bir kanunla 1937’de ziraat kombinaları kurulmuştur. Daha sonra 1940 tarihli Millî Korunma Kanunu’ndan istifade ile devlet hesabı namına kurak alanlarda tarım yapmak için bir dizi devlet işletmesi kurulmuştur. Bu işletmelerden Altınova-Başkuyu, Gözlü ve Konuklar çiftlikleri Konya bölgesinde idi. 1929’dan sonra buğday fiyatları düşmeye başlayınca buğday fiyatlarının dalgalanmasından zarar gören buğday üreticilerine destek için çıkarılan 1932 tarihli Buğday Koruma Kanunu kapsamında Konya ve Akşehir’de silolar yapılmıştır (1931 ve 1932 senelerinde buğday fiyatları 3-5 kuruşa kadar düşmüştü).
Bu dönemde Konya tarımında Ziraat Bankasının kredi alacaklarının bir kısmını ürün olarak tahsilinde ve tohum dağıtımında oynadığı rol, Ilgın’da Uşak Şeker namına şeker pancarı ekimi, Hadim ve Aladağ yöresinde meneviş ormanlarına fıstık aşılanması, aynı yörede tömbeki denemesi, Meram fidanlığında değişik araçların üretimine geçilmesi gibi teşebbüsler dikkat çekicidir. Bu dönemde uzun süreli kuraklık yaşanmasına rağmen mahallî basına göre, 1927-1937 arasında Konya’da muhtelif hayvan çeşidinde 621.591 baş artış olduğu ve toplam hayvan sayısının 2. 212.630’dan 2.837.221’e çıktığı kaydedilmiştir.
Dönemin ticaret hayatı büyük ölçüde hububat ticaretinden etkilenmekte ise de ticaret, İnhisar İdaresince denetlenen malların kaçakçılığından da etkilenmekte ve tekel mallarının fahiş fiyattan satışından şikâyet edilmektedir. 1929 Bunalımından sonra artan devlet müdahalesi sonucunda ticaret devletin denetimine daha açık hâle gelmiştir. Nitekim diğer tekel malları dışında inhisar kapsamına 1937’den sonra güherçilenin de alındığı görülmektedir. Yerli malı kullanımının özendirilmesine ilişkin gayretler dikkat çekicidir. Anılan bunalımdan sonra ekmekte narh uygulamasına başlandığı ve halk ekmeği üretimine geçildiği görülmektedir. Normalde bunalımdan sonra buğday fiyatları gerilemekte ise de değirmencilerin kendi aralarında un üretimini düşürmeleri ile artan ekmek fiyatlarına bu şekilde müdahale edilmiştir. 1930-1938 arasında et hariç olmak üzere genellikle diğer mallarda fiyatlar artmıştır. Bu dönemde Ziraat Bankası ve Osmanlı Bankası yanında 450 bin sermayeli İktisadi Millî Bankası, 129 bin sermayeli Türk Ticaret Bankası ve 65 bin lira sermayeli Ahali Bankası faaldir.
1950-80 Döneminin Genel Ekonomik Yapısı
1950-1960 arasında Demokrat Partinin tarımsal modernleşmeye ve alt yapıya yönelik yatırımlarına dayalı politikalarından sonra Konya’nın, özellikle tarım, hayvancılık ile sanayide kıpırdandığı ve yeni teşebbüslere ev sahipliği yaptığı görülmektedir. 1960-1980 arasındaki planlı kalkınma döneminde Konya’nın ekonomik yapısında köklü bir değişim olduğundan söz edilemezse de özellikle 1970’lerde özel teşebbüsün canlandığı ve geleneksel iş ortaklıkları dışında kalan çok ortaklı model denemelerinin yapıldığı görülmektedir.
Tarım ve Hayvancılık
Konya 1954-1957 arasında küçük ve büyük baş hayvancılıkta en çok 1 milyon 800 bin baş koyun ve 300 bin baş kadar sığır varlığına sahiptir. Sürekli gelişen sığır varlığının 1956’da yılındaki bir şap salgını yüzünden azaldığı da görülmektedir. Türkiye Yapağı ve Tiftik AŞ Konya Bölge Müdürlüğü merinos koyunculuğunu geliştirmek üzere faaliyet göstermiştir. Ereğli’de Almanya’dan ithal 1.000 baştan fazla saf kan merinos koyun ve kuzusu bulunan bir merinos yetiştirme çiftliği bulunmakta idi.
1951’den sonra faal çiftçilerden Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun 63. maddesinde belirtilen şartları taşıyanlara “Toprak Tevzii Komisyonları” aracılığıyla 1955 sonuna kadar 30.443 topraksız aileye 189.534 dekar toprak dağıtılmış ve ayrıca 111.524 dekar da mera tahsisi yapılmıştı. Sekiz saatte 2.000 ton buğday transfer edebilen Konya Silosu makine dâhil 16.500.000 milyon liraya mal olmuştur.
1950’li yıllarda Ziraat Bankasınca kullandırılan zirai krediler, Marshall dâhili ve harici kredileri ve tarım kredi kooperatiflerine verilen kredilerde ve Zirai Donanım ve Teknik Ziraat Teşkilatının çalışmaları ile genel olarak tarımda ekilen arazi, üretim miktarı ve verimlilikte artış meydana gelmiştir.
Marshall kredilerinin yardımıyla 1949’dan sonra tarımda mekanizasyon artmaya başlamıştır. 1952’de Konya’daki traktör sayısı 1.991 adet iken bu sayı 1958’de 3.264’e yükseldiği gibi aynı yıl 100 adet de biçerdöver bulunmaktaydı. Tarımda bu gelişmeler sayesinde ekilen arazi ve toplam üründe önemli artışlar yaşanmıştır.
1957 itibarı ile Konya Ovası’nda 250 bin dekar arazi sulanabilmekte idi. Ayrıca 75 derin sondaj kuyusu açılmıştır. DSİ IV. Bölge Müdürlüğü, 1957 itibarı ile inşaatı tamamlanmak üzere olan Ayrancı ve Sille ile 1960’a kadar tamamlanması öngörülen Apa, May ve Altınapa barajları ile çalışmalarını sürdürmekte idi.
Sanayi
1954 tarihli Konya Şeker, 1963 Çimento, 1955 Karaman İplik ve Dokuma Mensucat İşletmesi, 1968 Krom Magnezit Tuğla Sanayi ve 1969’da temeli atılan ve tam kapasite olarak 1976’da çalışan Seydişehir Alüminyum Tesisleri gibi kamu tesisleri ise bu dönemdeki önemli endüstriyel girişimlerdir. 1950’den sonra Konya’da şirketleşmenin arttığı ve özel girişimin gelişme kat ettiği görülmektedir. Bu şirketlerden bazıları ileride Konya ekonomisinin sembollerinden olmuştur. Mesela, 1951 Ağustosunda 8.000 lira sermaye ile kurulan Oto Nakliyat Şirketi; 1952’de kurulan 1.720.000 lira sermayeli Ova Un Fabrikası Türk AŞ; 1954’de kurulan 6.200.000 lira sermayeli Konya Çimento Sanayi TAŞ; 1955’te kurulan 10.000.000 lira sermayeli Konya Şeker Fabrikası TAŞ gibi.
Şeker pancarı üretimi gelişen Konya’da şekeri işlemek için kurulan Konya Şeker Fabrikası 1954 senesinde, Alman Arge firmasından temin edilen makinelerle üretime başlamıştır.
Muhittin Güzelkılınç’ın başkanlığında dokuz kişilik bir idare heyeti olan Konya Çimento Sanayi TAŞ inşaatına 01.04.1957 tarihinde başlanmıştır. İşletme, tamamen Konya hususi teşebbüsleri tarafından ödenen sermayesi ve Alman Krupp menşeli makine aksamı ile dikkati çekmekteydi.
1956’da kurulan Et Balık Kurumu Konya Kombinası, 1950’den sonra tarım yanında diğer ekonomik faaliyetlerin gelişmesi için çaba gösteren Konya’da hayvancılığın gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.
1944’de kurulan Türkiye Zirai Donatım Kurumunun, Konya’da bir bölge müdürlüğü bulunmakta idi. Bu müdürlüğün otuz işçinin çalıştığı Amerika ve İngiltere’den kurs almış uzmanlar nezaretinde yürütülen bir tamirhanesi vardı. Burada her türlü tamirat ve ayar yapıldığı gibi, iki gezici ekiple tarlalarda da bakım ve ayar yapılmakta idi.
Konya Erkek Sanat Enstitüsü 1901’de ilk kez faaliyete geçen Sanayi Mektebi’nin yerinde faaliyet göstermiş ve içerisinde tesviye, demir, marangozhane, motor ve elektrik atölyeleri bulunan bir binada pek çok yetişmiş eleman yetiştiren önemli bir kurumdur. 1938’den 1957 yılına kadar verdiği mezun sayısı 870’di. 40 bin liralık bir döner sermayesi de bulunan enstitüden mezun olanlar Konya’nın imalat ve bakım onarım sanayinin temellerini atan kimseler olduğu için enstitü Konya tarihi için son derece önemlidir. Okulda demir işleri, marangozluk, halıcılık, ip boyacılığı, tesviye, dökümcülük, terzilik, tornacılık, oymacılık, mobilyacılık, fanilacılık ve çorapçılık bölümleri bulunmaktaydı.
1957 itibarı ile Konya’da tuğla ve kiremit sanayi adına 45 tuğla ocağı ile üçü Konya merkez ve biri Akşehir’de olmak üzere dört fabrika vardı. Sektörde özellikle Silleliler etkindi.
Bir tarım memleketi olarak bilinen Konya’da sanayiciliğe olan ilginin göstergelerinden bir diğeri 258 üyeli Motorlu Sanayi diye bilinen Sanayi Çarşısıdır. Bu girişime 25.10.1957’de Celal Bayar tarafından atılan temel ile başlanmıştır.
1950’lerde şehrin ticaret hayatı ağırlıklı olarak şu iş kolları üzerinden yürütülmektedir. Demirci, torna ve tesviyeci dışındaki imalat dallarından lastik imalathanesi, tenekeci, bakırcı, yorgancı, şekerci, helvacı, kadayıfçı, nişasta imalathanesi, kuyumcu, kunduracı, terzi, toprak sanayiciliği (mozaik vs.), mermer mozaik atölyesi, alçı imalathanesi, mücellit ve matbaacılık.
1957 itibarı ile şehirde 16 un fabrikası mevcuttur. En büyük kapasite o zaman TMO arkasında inşası süren 150 tonluk fabrika ile günlük 60 ton kapasiteli Ak Un adı ile Taşpınarlar Değirmeni; 1952 senesinde faaliyete geçen 100 ton kapasiteli Ova Un’du. Beyşehir’de ise Et ve Balık Kurumuna ait bir Balık Unu Fabrikası vardı.
1960’lardan sonra İstanbul ve Ankara merkezli sanayileşme bu merkezlere yakın yeni sanayi kentleri ile yayılmaya başladı. 1970’lerden sonra Konya, İstanbul-Ankara aksında tarım ve tarımsal sanayi dışında önemli diğer sanayi dallarına açılmayan başlayan bir merkez hâline gelmiştir. 1970’lerden sonra çok ortaklı işletmeler kurulmuştur. Bunlardan bazıları 1971’de 1.850 ortakla kurulan yıllık 3.000 ton alüminyum profil ve radyatör işleme kapasitesine sahip Bağdaş Metal ve Ağaç İşleri Sanayi, 1.300 ortaklı yıllık 36 milyon alüminyum tüp işleme kapasitesine sahip Konaltaş, Karaman Yem, Akşehir Yem, Çumra merkezli Çumpaş, Derkosan, Kulu Yem ve Un Sanayi (Kulusan), Ereğli Gıda Sanayi, Karaman Bumas Bulgur, Aksantaş Akşehir Tuğla, Ersu ve Gesaş’tır. Sanayi sektörü gelişmeye devam etmiş ve büyük ölçüde ivme kazanarak ilki 1971’de açılan organize sanayi bölgeleri ile çeşitlenmeye başlamıştır.
1980’den Günümüze Konya Ekonomisi
1990’dan sonra Konya’nın ekonomik yapısı, tarım yanında sanayi sektörünün gelişmesi ve dış ticaret yoluyla dünya pazarları ile bütünleşmesi sayesinde yapısal bir dönüşüme uğradı. Hızlı Tren Projesi, KOP, Lojistik Köy Projesi, değişik kümelenme projeleri ile şehir önemli bir sıçrama yapmaya çalışmaktadır.
Sanayi
1980’lerde Konya’da sanayi sektöründe büyük işletmelerin devlete, küçük işletmelerin özel sektöre ait olduğu, katma değerin önemli bir kısmının devlet işletmelerinden elde edildiği bir yapı hâkim iken bu durum daha sonra değişmiş ve özel sektörün ağırlığı görece olarak artmıştır. Konya sanayisinde 50 ve üzeri işçi çalıştırılan büyük işletmelerin %90’dan fazlasının özel sektöre ait olduğu bir yapısal dönüşümün gerçekleştiği görülmektedir. DİE’nin 2002 Genel Sanayi ve İşyeri Sayımı sonuçlarına göre Konya’da 56.185 adet işyeri bulunmakta ve bu işyerlerinde 135.443 kişi çalışmaktadır. 2002’de Konya’da 50 ve daha fazla işçi çalıştıran firma sayısı 263’tür. Bu işletmelerin 8’i devlete aitken 255’i özel sektöre aittir. Ekonomide yaratılan katma değerin %68’i özel sektöre, %32’si devlete aittir. 2002’de 56.185 adet olan işyeri sayısı 2009 itibarı ile ise Konya’da 84.568’e yükselmiştir.
2001 itibarı ile 471 sanayi tesisi ile imalat sanayi gelişmeye devam etmiştir. 471 tesisten en önemlileri 130 tesis ile gıda; 42 tesis ile kimya ve petrol; 57 tesis ile ziraat alet ve makineleri; 56 tesis ile otomotiv yan sanayisi ve 57 tesis ile makine yedek parça sektörlerinde yer almaktadır. Tarıma dayalı görünümdeki sanayi 1970’lerden sonra çeşitlenmiştir. TÜMOSAN Dizel Motor Fabrikası 1981’de üretime başlamıştır. Yılda 25 bin motor üretmek üzere kurulan fabrikada 1983’ten sonra yıllık 15 bin adet kapasite ile traktör üretimine de başlanmıştır. Uzun yıllar verimsiz bir şekilde işletildikten sonra özelleştirilen TÜMOSAN, bugün Albayraklar AŞ tarafından işletilmektedir. Üzümlü’deki silah sanayisi ise Huğlu ile beraber kooperatifleşme ile gelişen kırsal merkezli sanayilerdendir.
1981’de Konya’nın en büyük 500 şirket tablosunda 7 şirketle temsil edildiği görülmektedir. O dönemde Seydişehir Alüminyum on dokuzuncu sırada iken, 7 şirketten en geride yer alanı 338. sırada Özyatağanlı Tarım Makineleri idi. Konya, 2005 itibarı ile Türkiye’nin ilk 500 büyük sanayi kuruluşu içerisine 4, ikinci 500’e ise 9 şirket sokabilmiştir. 2007 senesinde ise ilk 500 şirket sıralamasında tamamı özel olan 5, ikinci 500 şirkette ise tamamı özel 11 Konya firması yer almaktadır. 2012 itibarı ile listelerde 7’si ilk 500 ve 13’ü ikinci 500 şirkette olmak üzere toplam 20 Konya firması bulunmaktadır.
Dört organize sanayi bölgesi dışında Konya’da 1970’lerden sonra kurulmaya başlanan çok sayıda küçük sanayi sitesi vardır. 1975-1990 arasında on dokuzu il merkezinde olmak üzere 34 küçük sanayi sitesi kuruldu. 2008 itibarı ile Konya’da I. Organize’de 150, II ve III. Organize’den oluşan Organize Sanayi Bölgesi’nde ise 297 olmak üzere üç OSB’de toplam 447 firma bulunmaktadır. 2000 başında II. Organize Sanayi Bölgesi’nde; otomotiv yan sanayisi, ziraat alet ve makine imalatı, makine ve yedek parça imalatı, döküm sanayisi, kâğıt ve ambalaj, plastik, boya ve kimya, inşaat malzemeleri ve hazır yapı ekipmanları, metal eşya ile demir ve demir dışı metal imalat ve hırdavat ve gıda sektörleri öne çıkmaktadır. 2000 ile 2008 arasındaki sektörel değişmelere göre otomotiv, makine ve yedek parça imalatı, döküm sanayisi, plastik, boya ve kimya ile değirmen makineleri sektörlerinin son yıllarda daha fazla öne çıktıkları söylenebilir. 2000’li yıllarda öne çıkan bir diğer organize sanayi bölgesi ise özel Büsan Organize Sanayi Bölgesi’dir.
Konya sanayisinde yapısal olarak dikkati çeken bir diğer husus da çok değişik sektörlerde üretim yapılıyor olmasıdır. Bu durum, özellikle girişimcilik yeteneğini ve dinamizmi gösterdiği kadar kriz durumlarında birkaç sektöre dayalı olmanın getirebileceği katılıktan uzak esnek bir yapıya sahip olduğuna işaret etmektedir. Buna rağmen Konya sanayisinin potansiyelini sınırlayan en önemli faktörlerden bazıları, işletme ölçeklerinin küçüklüğü, kurumsallaşamama, düşük AR-GE harcamaları, sivil havaalanının olmayışı gibi faktörlerdir.
Konya sanayisinin artan rekabette ayakta kalabilmesi için bazı sektörlerde kümelenme projelerine başlanmıştır. 1.400 firma üzerinde yapılan araştırma sonucunda, Konya’da 12 sektörün kümelenme potansiyeli olduğu tespit edilmiştir. Bunlar; makine ve teçhizat imalatı, otomotiv yan, ana metal, gıda ürünleri ve içecek imalatı, mobilya imalatı, deri ve deri ürünleri imalatı, plastik ve kauçuk ürünleri imalatı, tekstil ve tekstil ürünleri imalatı, ağaç ürünleri imalatı, kâğıt ve kâğıt ürünleri imalatı, metalik olmayan diğer mineral ürünler imalatı ve fabrikasyon metal ürünler imalatı sanayileridir. Son yıllarda da özellikle otomotiv yan, mobilya ve ayakkabıcılık sanayileri üzerinde kümelenme çabaları dikkat çekmektedir. Konya’da yürütülen diğer önemli bir proje Konya Horozlu Han’da kurulması planlanan ve Konya’nın Mersin Limanı ile bağlantılı lojistik köy kurulması çalışmasıdır.
Konya’da zirai makine uygulamaları 1948-49 yıllarında Marshall yardımları kapsamında temin edilen traktör ve tarım aletleri ile başlamıştır. Tarım aletleri sanayisinde gelişme kat eden Konya, 1960’dan itibaren pulluk, mibzer, römork, diskaro, harman makinelerinde kendisi ve civarının ihtiyacını karşılayabilecek durumdadır. Konya’da tarımsal aletler sektöründe 220 firma faaliyet göstermektedir. Son yıllarda Konya’ya yönelik yabancı yatırımcı ilgisi artmaktadır. Süt potansiyelinden yararlanmak için en son Algida firması 2012’de bir dondurma fabrikası yatırımı yapmıştır. Şehre yönelik diğer bir yabancı yatırımı da 2010’da Mopisan’ın %60’ının Mahle’ye satılmasıdır.
Madencilik
Konya zengin maden yataklarına sahip olmasına rağmen madencilik sektöründe yeterince gelişmemiştir. Konya ili madencilik ve taş ocakçılığı hâsılası itibarı ile Türkiye’de %3, İç Anadolu Bölgesi’nde ise %17,3’lük bir paya; boksit, manyezit, cıva, barit, linyit ve jeotermal kaynaklar bakımından ise önemli bir potansiyele sahiptir. Madencilik sektörünün Konya ili GSMH’sına katkısı 1987-2001 arasında 0,5 ile 1,6 arasında değişmektedir. Beyşehir’de barit; Doğanhisar, Ilgın ve Bozkır’da kömür; Ilgın’da sodyum tuzu; Cihanbeyli’de çinko; Bozkır’da pomza; Konya’da kuvars, dolomatik kalker ile manyezit ve Cihanbeyli’de bentonit ocakları bulunmaktadır. Konya Karapınar ise enerji ihtisas bölgesi olarak kömür rezervlerinin değerlendirilmesi bakımından öncelikli bölge olarak ilan edilmiştir.
Konya İlinin Sosyoekonomik Gelişmişlik Düzeyi
Türkiye’nin nüfusu en kalabalık illerinden olan Konya’nın, DPT verilerine göre, gelişmişlik sıralamasındaki yerinin geriliği ve kamu yatırımlarından aldığı payın düşüklüğü dikkat çekicidir. Ancak özellikle 2002’den sonra Konya’nın bütçeden aldığı payın gelirlerine katkısından daha fazla arttığı görülmektedir. DPT verilerine göre 2000 yılı itibarı ile Konya nüfusta dördüncü iken kamu yatırımlarından aldığı pay itibarı ile on yedinci sırada idi. Kamu yatırımlarından aldığı pay itibarı ile bu sıralama 2001’de on beşinci, 2002’de on dokuzuncu, 2003’te on dördüncü, 2004’te on altıncı, 2005’te dokuzuncu, 2006’da dokuzuncu, 2007’de on birinci, 2008’de on üçüncü, 2011’de onuncu ve 2012’de ise sekizincidir. Kişi başına düşen yatırım açısından ise elli dördüncüdür. Öte yandan Konya’nın kamu maliyesi açısından bütçeye katkısı, bütçeden aldığı paya oranla azalış göstermektedir. Nitekim Konya’nın -Türkiye’nin pek çok ili gibi- İstanbul, Ankara, Kocaeli, Bursa gibi şehirlerin katma değerinden istifade ettiği ve kamudan daha fazla kaynak ayrılan iller sıralamasında üst sıralara yükseldiği görülmektedir. Son olarak özellikle 2004’ten sonra, 2011’de hizmete başlayan Ankara-Konya Hızlı Tren Projesi, devam eden KOP Projesi ile duble yol yatırımları Konya’nın görece olarak kamu yatırımlarından aldığı payın arttığı görülmektedir.
Öte yandan 2003 itibarı ile 81 il içerisindeki sosyoekonomik gelişmişlik açısından Konya ilinin Türkiye içerisindeki yerini tespit için daha anlamlı birtakım göstergeler mevcuttur. Bu göstergelerden dikkati çeken en önemli göstergeler fert başına katma değerin düşüklüğü ve fert başına ihracatın düşüklüğüdür. Konya, bir araştırmaya göre, (1990-1994) ve (1995-2002) olarak iki farklı dönemde sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi açısından altılı sıralamaya göre, Üçüncü Derecede Gelişmiş İller Grubu içerisinde ve genel sıralamada ise her iki dönem için de on altıncı sırada yer almaktadır. İç Anadolu Bölgesi illeri sosyoekonomik gelişmişlik sıralaması bakımından ise anılan dönemlerde Ankara ve Eskişehir’den sonra üçüncü durumdaydı. Oysa 1996’da yirmi dördüncü, 2003’te yirmi altıncı, 2011’de ise yirminci sıradadır.
2012 tarihli yeni yatırım teşvik uygulamaları kapsamında Konya, II. Bölge içerisinde yer almaktadır. Yeni teşvik yaklaşımında, bölgelere göre belirlenen alanlara ve bölgelerin gelişmişlik düzeyi farklılıklarına göre belli asgari yatırım tutarlarındaki yatırımlara vergi destekleri, sigorta primi destekleri, yatırım yeri tahsisi, kredi faizlerinde destekleri sağlanması öngörülmektedir. Ancak Aksaray gibi bazı bölgelere olanla Konya en gelişmiş ikinci grupta yer aldığı için son teşvik yasasında tıpkı bir öncekinde III. Bölgede yer aldığı durumda olduğu gibi dezavantajlıdır. Yine de 2004-2008 arasında yatırım teşvik belgeleri sayısında Konya’nın son küresel krizin etkilerinin hissedildiği 2007’ye kadar ilk beş içerisinde yer aldığı, 2007 ve 2008’de ise sırasıyla on birinci ve on beşinci sıraları aldığı görülmektedir. 2011 itibarı ile yatırım teşvik belgeleri sayısında İstanbul’dan sonra ikinci durumdadır. İl içerisinde ise 2012 itibarı ile sosyoekonomik bakımdan en gelişmiş ilçeler sırasıyla Selçuklu, Meram ve Karatay’dır. Ereğli, Akşehir ve Seydişehir en gelişmiş diğer merkez dışındaki ilçeler iken, Tuzlukçu, Derbent ve Derebucak en geri ilçelerdir.
İstihdam ve İşsizlik
2008 itibarı ile Konya’da toplam istihdamın içerisinde tarım sektörünün payı %33,3; sanayi ve inşaatın %22, 6, hizmetlerinki ise %44,2’dir. Şehirleşme sanayileşmeden hızla arttığı için tarım sektöründe çalışma imkânı azalan kesimin şehirlere göçünün istihdam sorunlarını artırdığı bilinmektedir. 2005’te Konya ve Karaman’da işgücüne katılma oranı %42 ile Türkiye ortalaması olan %48,3 oranının altındadır. Ancak kırsal kesimde yaşayanların göreli ağırlığı yüksek olduğundan 2005’te Konya ve Karaman’da işsizlik oranı %9,5 ile Türkiye ortalaması olan %10,3 oranının altında ve yine tarım dışı işsizlik oranı da %12,8 ile Türkiye ortalaması olan %13,6’nın altında idi. Daha sonra 2008’de Konya ve Karaman’ın dâhil olduğu TR 52’de işgücüne katılma oranının Türkiye ortalaması olan %46,9’un üzerinde %51,3 olarak gerçekleştiği ve Türkiye genelinde %11 olan işsizlik oranının ise TR 52’de %10,2 olduğu görülmüştür. Tarım dışı işsizlik verilerine bakıldığında ise, TR 52’deki %13,7’lik tarım dışı işsizlik oranının Türkiye ortalaması olan %13,6’nın bir miktar üstünde olduğu görülmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), ilk kez il bazında açıkladığı 2010’da işsizlik oranları verilerine göre ise, Türkiye’deki işsizlik oranı %11 iken bu oran Konya’da %10,7 olarak belirlenmiştir. 2007-2011 döneminde Konya il genelinde 191.579 kişilik (106.736’sı Konya merkeze) göç alırken, 219.028 kişilik göç vererek net göç vericisi hâle gelmiştir. Bu durum eskiden tam tersi idi. Buradan özellikle kırsal kesimdeki nüfusu yerinde tutmak için stratejiler geliştirilmesi sonucuna varılmaktadır.
Dış Ticaret
1980’den sonra dışa açık bir ekonomik modele geçen Türkiye’de dış ticaret çok gelişmiştir. Konya’nın özellikle 1989’dan sonra dış ticaretini geliştirdiği ve küresel pazarlara yönelik özel sektör girişimlerini çeşitlendirdiği görülmektedir.
Konya’nın dış ticarette sergilediği eğilimin büyük ölçüde ülkedeki genel eğilime uygun olduğu görülmektedir. Ancak Konya ile “Anadolu Kaplanları” denilen diğer Anadolu şehirlerinin özellikle 1990’lardan sonra dış ticaretlerini, genel eğilimin üstünde artırdıkları görülmektedir. Bunun sebebi daha önce de değinildiği gibi Turgut Özal’la birlikte dış dünya ile temasların artışı ve siyasal anlamda ise Anadolu’nun merkez karşısındaki ağırlığı arttıkça dünya ekonomisinden daha fazla pay almak için gerekli olan değişim ve dönüşümü başarmasıdır. Bu anlamda Konya’da da dış ticaretin, ülke dış ticaretindeki ortalama değişimden daha fazla artış gösterdiği görülmektedir. Ancak 2005 yılı itibarı ile Türkiye’nin ihracatının %79’unu İstanbul, İzmir ve Kocaeli ile birlikte ilk dört il gerçekleştirilmekte idi. Konya’nın 2000 yılındaki ihracattaki payı %0,31 iken bu oran, 2005’te %0,57’ye yükselmiştir. 2012 itibarı ile ise %1’e yaklaştığı görülmektedir.
Buna rağmen mevcut istatistikler, Konya menşeli firmaların yaptıkları ihracatı tam olarak yansıtmamaktadır. Konya’da faaliyet gösteren firmaların ihracatları, ihracat çıkış onaylarını İstanbul, Mersin, İzmir gibi diğer başka illerdeki ticaret ve sanayi odalarına yaptırmalarından dolayı, açıklanan rakamların içerisinde yer almamaktadır. Yine aynı şekilde dünya pazarlarına ihracat yapan ulusal firmalara verilen ara malların satışları da bu rakamlarda görünmemektedir. Bütün bu faktörlerle birlikte Konya menşeli olan bu firmaların ihracatları da göz önüne alındığında, Konya’nın ihracat potansiyelinin daha fazla olduğu görülmektedir.
Sektörel olarak bakıldığında ise Konya ihracatının en önemli ihracat kaleminin sanayi ürünleri olduğu ve sanayi ürünleri ihracatının yıllar geçtikçe arttığı görülmektedir. En önemli ihraç kalemlerini ise tarımsal ürünler dışında, oto yedek parçaları, mermer, makine, plastik ve diğer sınai ürünler oluşturmaktadır. Konya özellikle otomotiv sanayisinde motor supapları, pistonları ile gömlek, krank, dişli ve contada Türkiye’nin en önemli illerindendir. Konya, 104 farklı ürünle ihracatta ürün çeşitliliği en yüksek Türkiye’nin dördüncü ilidir.
İhracat 2005’te 679 milyon dolar seviyesinde iken hızla artmaya başlamıştır. 2010’da 994.569 bin dolar ve 2011’de ilk kez bir milyar doları aşarak 1.193.867 bin dolar olmuştur. 2005’te 679 olan ihracatçı firma sayısı 1.200’e yükselmiştir. 2011 itibarı ile en fazla katkıdan az katkı yapan sektörlere göre sıralandığında makine ve aksamları, taşıt araçları ve yan sanayisi, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri, demir ve demir dışı metaller, kimyevi maddeler ve mamulleri, su ürünleri ve hayvancılık, maden ve metaller, elektrik-elektronik, ağaç mamulleri ve orman ürünleri ve meyve-sebze mamulleri en önemli ihraç ürünleridir. 2011 itibarı ile Konya’nın ihracatındaki ilk on ülke Irak, İtalya, İran, Almanya, Libya, Rusya, Bulgaristan, Mısır, ABD ve İspanya’dır. Konya ihracatta Türkiye sıralaması olarak on dördüncü, kişi başına ihracatta yirmi sekizinci; ithalatta ise on yedinci ve kişi başına düşen ithalatta ise yirmi üçüncü sıradadır. Konya’nın ithalatı ise 1.170.266 milyar dolardır.