Konya’nın Saidili (Kadınhanı) ilçesinde doğdu. Babasının adı Mustafa olup “Topbaşzade” diye anıldı. Tahsilini Konya ve İstanbul’da, kıraat ve vücuh ilimlerini de öğrenerek tamamladı. Alanyalı Hacı Abdülkadir’den öğrendiği hat sanatıyla birçok risale, yanı sıra beş de Kur’an yazdı. Tahsil için ayrıca Mekke’ye gidip Mekke Müftüsü Seyyit Muhammed b. Hüseyin el-Kutbî ile Seyyit Muhammed b. Ali es-Senûsî’den tefsir, hadis, fıkıh ve tasavvuf ilimlerini okuyarak icazet aldı. Dönüşünde Konya’ya yerleşti. Buraya yerleşmesinde, rüyasında gördüğü Hz. Mevlâna’nın: “Civarımıza gel” davetinin de etkisi olduğu söylenir.
Nakşî tarikatının Halidiye kolu şeyhlerinden Bozkırlı Memiş Efendi’nin* halifesi olarak zamanının kutbu olarak bilindi. Hayatını tedris ve irşatla sürdürürken 15 Cemaziyülevvel 1292/19 Haziran 1875 tarihli beratla Yeğenoğlu Medresesine*, bu medresenin yakınında ve onun vakfı olan değirmen gelirinin yarısı karşılığı ücretle imam ve müderris olarak tayin edildi. Bu görevini 1304/1887 tarihinde kendi isteği ile bırakıncaya kadar sürdürdü. Şeyhi Memiş Efendi’nin oğlu Muhammed Bahaeddin Efendi* de talebeleri arasındaydı.
Konya’da vefat edip Mevlâna Dergâhı bahçesine defnedilen Ahmet Kutsi Efendi’nin vefat tarihi üzerine farklı rivayetler varsa da kabir taşına göre bu tarih “Zilkade 1306” (Haziran/Temmuz 1889)’dır. Cumhuriyet Döneminde bahçede yapılan düzenleme sebebiyle kabir taşı Sırçalı Medreseye kaldırıldı.
Ahmed Kutsi Efendi, özellikle hadis ilminde mütehassıs olması ve ezbere dört binden fazla hadis bilmesi sebebiyle “Seyyidü’l-muhaddisin” olarak anıldı. Doğru adı Hidâyetü’l-Mürtâb Fî Fedaili’l-Ashab olan Arapça bir eseri bulunmaktadır. 1292 yılında bir cilt olarak İstanbul’da basılan bu eser yirmi bölümden oluşmaktadır. Eser, daha sonra Elmalılı Mahmut Bedreddin Yazır tarafından da tercüme edildiyse de basılmadı. Bu eserin, Peygamberimiz ve Ashabı adıyla Mustafa Ayyıldız tarafından yapılan tercümesi ise 1985 yılında İstanbul’da basıldı.