Meram ilçesinde, aynı adlı mahallede ve aynı adlı cadde üzerinde, bugünkü Pirebi Camiiʼnin yerinde bulunan bir türbe ve zaviye idi. İ. H. Konyalı, türbeden kalan bir sanduka ve mezar taşından bahisle zaviyenin kerpiç ve kara örtülü olduğunu, türbenin Selçuklu tarzında ve cenazeliği olma ihtimalinden söz eder (Konyalı, 1964, 700-701).
Pirebi Sultan’ın kimliği ve hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Hacı Bektaş-ı Veli Vilayetnamesiʼne göre, Sadreddin-i Konevi’nin talebi üzerine Konya’ya gönderilmiş ve bugünkü yerde zaviyesi kurulmuştur (Gölpınarlı, 1958, 89). Buradan yola çıkarak zaviyenin kuruluşu XIII. yüzyılın sonlarıyla XIV. yüzyılın başlarına tarihlenebilir.
Pirebi Sultanʼın türbe ve zaviyesinin Osmanlı Dönemine ait iki vakfiyesi bulunmaktadır. 1476 yılında Derviş Mürsel’in mütevelli olduğu bilinmekte; II. Beyazıt ve III. Murat dönemi tahrirlerinde “Zâviye-i Şeyh Pirebî” şeklinde kaydı bulunur. Ayrıca Konya şeriye sicillerinde bazı kayıtlar ile mütevelli atamalarına rastlanır (Atçeken, 1998, 186-187).
Eşref Balum, 1930’lu yıllarda tekkenin fotoğraflarını çekmiştir. Bunlardan mihrap fotoğrafı Konyalı’nın gözlemlerine uymaktadır. Türbe, sıtma başta olmak üzere bazı hastalıkların sağaltılması için ziyaret edilen sınanmış yerlerden birisidir.
Zaviyenin yerine 1976 yılında çatılı, betonarme bir cami yapılmıştır. Caminin kıble tarafında, dört ayaklı baldaken tipli bir türbeye (Pirebi Türbesi) yer verilmiştir. Ancak, cami avlusuna girişte betona gömülü Selçuklu tarzında bir sanduka ile baldaken türbenin içindeki kırık mezar taşlarının Pirebi Sultan’la alakası bilinememektedir.