Türbe ve sanduka kitabesinden anlaşıldığına göre adı, ŞemseddinYusuf, babasının adı İzzeddin’dir. “Âteş-bâz” unvanıyla tanınmıştır. Hayatı hakkında belgelere dayalı bilgiler günümüze kadar gelememiştir. Eldeki bilgiler menkıbevi de olsa, onun görevleri hakkında yeterli bilgi vermektedir. Mevlâna’nın babası Bahaeddin Veled ile Horasan’dan geldiği söylenildiği gibi, aslen Larendeli (Karamanlı) olduğu, Mevlâna Celaleddin ve babasının kafilesi ile Konya’ya gelip yerleştiği de rivayet edilir. Mesleği olan aşçılıktan dolayı ateşle meşgul olduğu için kendisine bu unvan verilmiştir. Ateşle yaptığı bazı olağanüstü hâlleri nakledilir. Mevlâna’nın ve çevresindeki muhip ve mensuplarının yemeğini hazırlama hizmetinde bulunurdu.
Mevlevi kültür ve tarihinde önemli yeri olan yüce bir şahsiyettir. Geniş Osmanlı topraklarında kurulmuş, toplam sayısı yüzü geçen bütün Mevlevihanelerde, özel postlarla belirlenmiş gayet saygı gösterilen makamları bulunur.
Mevlâna ve yakınlarıyla yaşadığı çeşitli hatıraları anlatılır. Tarih boyunca bütün Mevlevihanelerde, Mevleviliğe intisap etmek isteyen adayların ilk liyakat kontrolünü mutfakta o yapardı. Onun vefatından sonra bu önemli görevi yürütmek üzere onun makam postuna oturan temsilcisi saygın şahıslar da yüzyıllar boyunca onun bu unvanıyla anılagelmişlerdir.
684 yılı Recep ayında (Eylül/Ekim 1285) vefat eden İzzeddin oğlu Yusuf, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin arkasındaki türbesinde metfundur.