Âsitâne denilen büyük Mevlevi dergâhlarında manevî eğitim mekânı olan Matbah/Matbah-ı Şeriflerde dervişlerin eğitimiyle ilgilenen Sertabbah/Aşçı Dede’nin görevine/makamına verilen addır. Mevlevilikte matbah, dervişin hizmetle pişip olgunlaştığı bir mekân, Ateşbaz-ı Veli makamı da bu matbahtaki en önemli vazifedir. Burada dergâh zabitanı olarak vazife yapan Sertabbah/Aşçı Dede sadece yemek pişiren bir vazifeli değil, aynı zamanda dervişleri pişirip olgunlaştıran bir mürebbidir. Mevleviliğe intisap etmek isteyenlere ilk ön bilgileri vermek, tarikatın adap ve erkânını öğretmek yine bu makamda bulunan Sertabbah/Aşçı Dede’nin görevidir. Sertabbah/Aşçı Dede’nin hizmetlerini tamamlayan dedelere nezaret görevi yoktur.
Mevlevilerce bu makamın ilk temsilcisi olarak “Âteşbâz-ı Velî” diye bilinen Yusuf b. İzzeddin (ö. 684/1285) kabul edilir.
Ateşbaz-ı Veli’nin vefatından sonra bu unvan Mevleviliğe intisap eden kişilerin temel eğitimlerinin yapıldığı matbahta, bu göreve tayin edilenler için kullanılmıştır. Mevleviliğe ikrar veren veya çileye soyunmak isteyenleri gözden geçiren ve adayı gözleyen kişi Ateşbaz-ı Veli makamında bulunan Sertabbah/Aşçı Dede’dir. Nitekim Tahirü’l-Mevlevi bir şiirinde; “Ettim Âteşbâz-ı Mevlânâ’ya vakf-ı ten u cân” diyerek bu teslimiyeti anlatmıştır. Adayın gözden geçirilmesinde ve nihaî kararın verilmesinde de son söz sahibi de “Ateşbaz-ı Veli Makamı”dır.
Mevlevihanelerde matbah içinde adına “Âteşbâz-ı Velî Ocağı” denilen özel bir ocak vardır. Ateşbaz-ı Veli’ye işaret olmak üzere matbahtaki bu ocağın üzerine “Yâ Hazret-i Âteşbâz-ı Velî” yazıları konulmuştur. Bu ocakta özel günlerde gümüş renkli “Âteşbâz-ı Velî Kazanı” ile aş pişirilir ve daha sonra itina ile yıkanarak yerine kaldırılırdı.
Mevlâna Dergâhı’nda Meydan-ı Şerif’te serili beyaz postun adı da “Âteşbâz-ı Velî Postu”dur. Saliklerin mürebbisi olan Ateşbaz Türbedarı’nın ayin sırasında semahanedeki yeri Postnişin ve Tarikatçı Dede’nin yanındadır. Meşihatnameler de Ateşbaz Şeyhi ile gönderilirdi.
Diğer Mevlevihanelerde bu makama teslimiyet “Mevleviliğe ikrar vermek”, “çileye soyunmak” demektir. Kazan ve tencerelerin açılışında ve yemekten sonraki gülbankta Ateşbaz-ı Veli’nin adı zikredilirdi. Mevlevilik tarihinde dervişlerin yetişmesinde önemli yeri olan Ateşbaz-ı Veli makamına Mevleviler daima büyük saygı ve hürmet göstermişlerdir.