Karatay ilçesi Uluırmak Ali Hoca Mahallesi’nde, Karaman Caddesi üzerinde yer alan mescidin yerinde Türkiye Selçukluları zamanında yapılmış bir hankâh bulunmaktaydı. Zamanla harap olan hankâhın kerpiç malzemeden yapılmış ve üzeri silindirik kirişlerle örtülü olan mescidi, 1966 yılında tamamen yenilenerek günümüzdeki yapı inşa edilmiştir. Taş malzemeden yığma tekniğinde inşa edilmiş duvarlara sahip olan mescit, mihraba dikey yönde 16,90x9,60 m ölçülerinde geniş bir alanı kaplamaktadır.
Doğu ve kuzey cephelerde altlı üstlü pencereler, batı cephede ise üst kat pencerelerine yer verilen mescidin, mihrabın yer aldığı güney cephesi sağırdır. Alt kat pencereleri düşey dikdörtgen şeklinde, üst kat pencereleri ise basık kemerli olarak yapılmıştır. Kuzey cephenin batı ucundaki pencere açıklığı ise kapıya dönüştürülmüş ve buradaki ara mekâna geçiş sağlanmıştır.
Karaman Caddesi’ne bakan doğu cephenin kuzey ucuna yakın konumdaki ve önünde bir sadaka taşının [?] bulunduğu çift kanatlı açıklıktan girilen mescidin içi oldukça sadedir. Mihrabı ve minberi yeni olan yapının, kuzeyinde beden duvarları tarafından desteklenen ve güney yönde iki ayakla taşınan mahfil katı bulunmaktadır. Üzeri dıştan kiremit kaplı kırma çatı ile örtülü mescit içerde alttan çakmalı olarak yapılmış ahşap tavanla örtülmektedir. Çıtalarla hareketlendirilmiş alttan çakmalı tavanın ortasında fırfırlı tavan göbeği bulunmaktadır.
Yapının kuzeydoğu köşesinde kare bir kaide üzerinde yükselen, şerefe korkulukları ay ve yıldız motifleri ile süslü tek şerefeli minare yer almaktadır.
Yapının doğu cephesinde alt ve üst kat pencerelerinin arasında Selçuklu sülüsü hattı ile yazılmış altı satırlık Arapça kitabe bulunmaktadır. Aynı yerde bulunan hankâha ait olan kitabeye göre, hankâh II. Sultan Keyhüsrev ibn-i Keykubat zamanında 637/1239 yılında Mesut ibn-i Şerefşah tarafından yaptırılmış, fakih ve sofilere tahsis edilmiştir. Söz konusu fakih ve sofiler burada tabaklanacak derilerin yünlerini yolarak aldıkları ücreti eşit olarak aralarında paylaşırlardı.
Ahi Hoca Ali tarafından çeşitli vakıflarda bulunulmasının ardından hanikâh, bu zatın adıyla anılır olmuştur. Ancak daha sonra hankâh ortadan kalkmış, varlığını sürdüren mescidin harap olması üzerine de günümüzdeki mescit inşa edilerek hankâhın kitabesi de bu yapıya konulmuştur.
Kuzey cephesinde abdest muslukların yer aldığı mescit, günümüzde iyi durumda olup, hâlen ibadete açıktır.