Meram ilçesinde, Atatürk Caddesi üzerinde yer alan yapı; doğuda Zafer Meydanı, kuzeyde Kâzım Karabekir Caddesi, batıda Atatürk Müzesi ve güneyde Mimarlar Odası Konya Şubesi’yle çevrilidir. 1910 tarihli bina, Marunî asıllı buğday tüccarı Yusuf Şar tarafından yaptırılmıştır. İkiz konut tarzında inşa ettirilen yapının mimar ve ustaları hakkında bilgi yoktur. Günümüze kadar farklı işlevler yüklenen yapının plan ve cephe tasarımında bazı değişiklikler yapılmış olmakla birlikte, özgün mimari özellikleri büyük ölçüde korunmuştur.
Doğu-batı yönünde uzanan 13,50x30,70 m ölçülerinde dikdörtgen bir alana oturan bina, zemin üzeri iki kattan oluşmaktadır. Bitişik nizamda inşa edilmiş iç sofalı iki bölümden meydana gelen yapı, merdiven sahanlıklarının koridorlarla birbirine bağlanması suretiyle sonradan bütünleştirilmiştir. Dört köşesinde birer büyük mekân ile sofa ve merdiven holleri arasına yerleştirilmiş ikişer odadan ibaret plan şeması, küçük farklılıklar dışında her üç katta da birbirini tekrar etmektedir. Zeminde basık kemerli, üst katlarda ise dikdörtgen çerçeveli olan çok sayıda pencere açıklığına sahip binanın giriş ve iki yan cephesi çıkmalarla hareketlendirilmiştir. Cephelerde içbükey ve düz profilli kat silmeleri ile birlikte köşelerde bindirmeli taş örgülerden elde edilen pilastr (gömme ayak) görünümleri izlenmektedir. Üzerlerinde birer korniş bulunan yan cephelerin ikinci kat pencereleri dışında, diğer açıklıkların kilit taşları çıkıntı yapılarak belirginleştirilmiştir. Cepheler yukarıda taşkın ahşap saçaklarla nihayetlenir. Üst örtü Marsilya kiremitli kırma çatıyla kaplıdır.
Taş ve tuğla malzemelerden yığma tekniğinde inşa edilen binanın cephe duvarları sıva üstü boyalıdır. Kat döşemeleri ahşap kirişlemeli olup, yalnız orta kısımdaki tuvalet hacimlerinde volta döşeme kullanılmıştır. Merdiven ve koridorlar sonradan betonarmeye çevrilerek, dökme mozaikle kaplanmıştır. Zemin kat döşemelerinde taş ve dökme mozaik kaplama dışında, giriş hollerinde bitkisel ve geometrik desenli (İtalyan) karo mozaik kullanılmıştır. Üst kat döşemeleri ahşaptır. Zemin ve birinci kat pencerelerinin önlerinde demir parmaklıları vardır. Ahşap kapı kanatları tablalı olup, dış cephe kapılarının üst bölümlerinde süslü demir işçiliği görülmektedir.
Doğu cephesi geniş bir bahçeye nazır olan bina, batıda Zafer Meydanı’na bitişiktir. Birbirine simetrik düzenlenen her iki cephede zeminde beş, birinci katta altı ve ikinci katta beş pencere yer alır. Köşe çıkmalarının güney kenarlarında birer adet bahçe kapısı açılmıştır. Köşe çıkmaları, ikinci kat seviyesinde birer balkonla düzenlenmiştir. Balkonların güney kenarlarında bir kademe daha dar ve kısa tutulan konsollar bulunmakta ve balkon geçişleri bu konsollar üzerinden sağlanmaktadır. Balkonların üst döşemeleri öne doğru uzatılarak, üçgen alınlıklı çatı birimleriyle cephe tasarımına katılmıştır. Üçgen alınlıkların ortasında, yuvarlak çatı arası pencereleri yer alır. Ahşap korkuluklar ve sütun aralarında oyma tekniğinde yapılmış geometrik süslemeler göze çarpmaktadır.
Yapı kuzeyde Kazım Karabekir Caddesi’ne bitişik ve paralel cephelidir. Kuzey cephede, zemin katta on pencere ile merdiven sahanlıklarına açılan iki kapı vardır. Birinci katta on iki, ikinci katta on pencere açılmıştır. Kuzey cephe, ortada ve iki yanda yer alan birer pilastrla dört bölüme ayrılmıştır.
Yapının güney yönde giriş cephesi, iki ayrı sofa çıkmasıyla düzenlenmiştir. Bu çıkmaların üzerinde, restorasyonda tekrar yerlerine konulan soğanvari formlu süs kubbeleri yer alır. Üç cepheli çıkmalar, birinci ve ikinci kat seviyelerinde camekân tarzı ahşap doğramalarla kaplıdır. Zemin katta kâgir cephe düzeni devam ettirilerek, basık kemerli iki dar pencerenin arasında çift kanatlı giriş kapıları açılmıştır. Zeminde, iki çıkma arasında kalan alanda dört ve çıkmaların iç kenarlarında birerden toplam altı adet pencere yer alır. Güney cephe köşelerine bitişik iki kollu merdivenlerle, birinci kat sofalarının dış yan kenarlarına açılan çift kanatlı giriş kapılarına çıkılır. Cephenin birinci ve ikinci katlarında altlı üstlü altışar pencere bulunmaktadır. Çıkmaların arasında kalan dörtlü pencere gruplarından farklı olarak, dış kenarlardaki pencereler daha geniş tutulmuş, enine dikdörtgen çerçevelidir.
Yapının iç mekân tefrişinde bazı değişiklikler yapılmış olmakla birlikte plan şeması özgün hâlini büyük ölçüde korumaktadır. Birbirine bitişik ikiz planda, iki sofayı birbirine bağlayan koridorlar oluşturularak her katta “U” biçimli bir dolaşım hattı teşkil edilmiştir. Ana girişler birinci kat seviyesindeki cephe çıkmaları üzerinden verilmiştir. Birinci kat sofaları giriş holü şeklinde düzenlenerek katlar arasındaki dolaşım, sofanın arka kısmında yer alan iki kollu merdivenlerle sağlanmıştır. Sofa tavanları burgu motifli ahşap çıtalarla bölümlendirilerek, merkezlerine dairevi kompozisyon içerisine alınmış birer marul göbek yerleştirilmiştir. Birinci katın dört köşesinde dört büyük oda ile giriş holleri arasında konumlanan iki küçük oda vardır. Kuzey kenarda merdiven sahanlıkları arasındaki dehlizlere açılan lavabo ve tuvaletler yer almaktadır.
İkinci katta sofa hacimleri bölme duvarları ile birer sınıf hâline getirilmiştir. Birinci katta yer alan lavabo ve tuvalet hacimlerinin üzerine ikinci katta birer küçük oda yerleştirilmiştir. Yan cephelerde yer alan balkonlara güneye bakan sınıflardan geçilir.
Zemin katta kuzeybatı köşedeki büyük hacim öğrenci tuvaletine dönüştürülmüştür. Kuzeydoğudaki büyük oda da ikiye bölünerek lavabo, tuvalet ve arşiv odası olarak kullanılmıştır. Bu odanın içerisinde kalan davlumbaz kalıntısından anlaşıldığına göre, zemin kattaki köşe mekânları özgün hâlleriyle doğrudan bahçeye açılan birer mutfaktır. Zemin katın doğu merdiveni sonradan iptal edilerek, sahanlığı bir sınıf hâline getirilmiştir. Sofa hacimlerinde yine bölmeler yapılarak farklı işlevlere yönelik mekânlar oluşturulmuştur.
Bina, alçak bir duvar üzerinde taş babalarla birbirine bağlanan demir korkuluklu bahçe duvarıyla çevirilidir. Eski fotoğraflarda bahçe duvarının batı tarafta, yine Yusuf Şar tarafından inşa ettirildiği kabul edilen Atatürk Evi/Müzesi’ni de içerisine aldığı görülmektedir. Fotoğraflarda bahçenin iki ayrı kapısı mevcutken, daha sonraki yıllarda bu kapılar iptal edilip, tek giriş açılmıştır. Özgün bahçe kapılarının, kare planda fugalı taş örgülerle yükseltilmiş babaları vardır. Bu kapı babaları, vazo tipi kaidelerin üzerine konulan taş küreli tepeliklerle nihayetlendirilmiştir.
Şehir tarihine Kız Ortaokulu adıyla geçen yapı, ilk inşasında ikiz konut işleviyle tasarlanmış olmakla birlikte daha çok farklı kamu hizmetlerine yönelik kullanılmıştır. Bina 1914 yılına kadar Fransız Konsolosluğu, 1923’e kadar Askerî Hastane, 1924-1941 yılları arasında II. Ordu Müfettişliği ve 1947 yılına kadar VI. Ordu Komutanlığı ile 1948’de Menzil Müfettişliğine tahsis edilmiştir. 1958 yılında Millî Emlak Dairesi’ne devredilen bina 1959-1965 yılları arasında Kız Lisesi ve 1965-1997 yılları arasında da Kız Ortaokulu olarak hizmet vermiştir. 1998 yılından itibaren Karatay Zübeyde Hanım Anadolu Kız Meslek ve Kız Meslek Lisesi Pratik Kız Sanat Okulu-Uygulamalı Anaokulu olarak kullanılan bina, 2010 yılında Selçuklu Kız Teknik Öğretim Olgunlaşma Enstitüsü adı ile eğitime hizmetini sürdürmüştür. 2010-2012 yılları arası restorasyona tabi tutulan okul, 2012 Eylülünde Konya Olgunlaşma Enstitüsü adıyla yeniden hizmete girmiştir.
Konya Olgunlaşma Enstitüsü Binası, erken XX. yüzyıl başlarına ait sivil mimarlık örneğidir. Yapının plan ve cephe düzeninde Türk evi karakteristiklerinin yanında Avrupai üslup etkileri de görülmektedir. Marunî Yusuf Şar’ın Konya’da inşa ettirdiği gayrimenkuller arasında sayılan bina, sofa çıkmaları üzerinde yer alan soğanvari kubbeleriyle Birinci Ulusal Mimarlık döneminden izler taşır. Bununla birlikte kat silmeleri, köşe pilastrları ve pencere düzeniyle yapı Batı kökenli bir neoklasizmi de sürdürmektedir. Geç Osmanlı Döneminde başta İstanbul ve İzmir gibi büyük liman şehirlerinde Levantenlerin kendi beğenileri doğrultusunda bir mimari geliştirdikleri bilinmektedir. Buna benzer bir azınlık mimarisi Konya’da Marunîler tarafından, geç XIX. yüzyıldan itibaren, Zafer Meydanı ile İstasyon Caddesi arasında yaptırılan konutlarda ortaya konulmuştur. Arapoğlu Kosti Konağı, Konya Mimarlar Odası, Atatürk Evi Müzesi ve günümüze ulaşamayan Yusuf Şar Konağı (Eski Belediye) ile Samet Kurucu (Augustus) Evi yabancı üslup etkilerinin görüldüğü diğer uygulamalar arasındadır. Konya’da XIX. yüzyılın son yıllarında görülen bu yeni mimari anlayışının arka planında, şehre ulaşan demiryolu hattı ve buna bağlı olarak değişen sosyoekonomik hayat bulunmaktadır.