Gilisralı Medresesi de denilen Küçük Daire Medresesi, Devle Mahallesi’nin Şems Sokağı’nda idi. Günümüze göre, Şerafeddin Camii’nin* kuzeyinde, Şems Parkı karşısındaki ada başında genişçe bir alana kurulmuştu. Medrese ilk olarak, Mustafa oğlu Seyit Mehmet Efendi tarafından 1756’da inşa edilmiştir. Yapılış amacı, içinde İslami ilimleri öğrenen talebelerin kalmasıdır. Zamanla harap olduğu için, 1874’te aynı yerde, müderrisi öncülüğünde halkın yardımı ile yeniden inşa edilmiştir.
Mimarisi itibarıyla Küçük Daire, tipik bir Osmanlı Devri Konya medresesidir. Önceden altı odalı iken, sonraki yapımında hücre sayısı on üçe çıkarılmış, eklemelerle oda sayısı on beş olmuştur. Dershane dışında misafirlerle bilim adamları için de bir bölüm hazırlanmıştır. Bir havuzu ve su kuyusu bulunmaktadır. Şehir merkezindeki medrese, böylece ulemanın, ünlü bilim adamlarının bir toplantı ve tartışma yeri hâline getirilmiştir.
Bir vakıf eser olan medrese, sonradan müderris Gilisralı Osman Efendi’nin* para vakfı ile güçlendirilmiştir. Evladiyet vakfı olarak geliri, üçe bölünüp harcanacaktır. Öncelik, medresenin tamirindedir. Böylece kurum ayakta tutulmak istenmektedir. Geriye kalan iki kısım, müderris ve mütevelliye, verilmektedir. Yalnız müderrislik ve tevliyet görevleri, hayatta olduğu sürece vâkıfta, vefattan sonra evladı üzerinde olacaktır. Soyu kesilirse, dışarıdan ehil kimseler atanacak, vakıf bozulursa gelirleri Müslümanlara harcanacaktır.
Medresede, 1848’de toplam on altı öğrenci barınmaktadır. 1882’de otuz altı talebesi vardır. Bunlara Dürrünnaci ve Mülteka dersleri okutulmuş, ertesi yıl, Tefsîr-i Mir’at, Molla Cami dersleri verilmiştir. 1901, 1903 yıllarında yirmi iki talebe öğrenim görmüştür. 1910’da toplam talebe miktarı elli beş, ertesi yoklamada kırk sekiz iken, 1914’te talebe miktarı, yirmi beş kişidir.
Bilinen müderrisleri, Konya Müftüsü Gezlevili Hacı Ahmet Efendi (1849), Gilisralı Hacı Osman Efendi (ö. 1897), Gilisralı Hacı Ali Efendi (1860-1936), Gilisralızade Hacı Tahir Efendi (1863-1945)’dir.
Medrese, Hacı Osman Efendi devrinde Konya’yı, yeniden ilim merkezi hâline getirmede etkili olmuştur. Zamanla medrese, ilmî konuların konuşulup, tartışıldığı bir akademi durumuna gelmiştir. Millî Mücadele Döneminde aynı yer, Konya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin* üssü durumundadır. Zira müderrisi, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve mitinglerin tertip komitesi üyesi, İtalyan, İngiliz komutanlarını, Konya’yı terk konusunda uyaran kimsedir.
Cumhuriyet Devrinde, medreselerin kapatılması üzerine Küçük Daire, mülk olarak Özel İdareye verilir. Medrese yeri, daha sonra Özel İdare tarafından satılmıştır.