Mevlâna Dergâhı’nın parçası durumundaki türbe, Kubbe-i Hadra’nın güneydoğu köşesinde, “Hâmûşân”ın (susmuşlar, sessizler mezarlığı) da doğusunda yer almaktadır. Mimari bakımdan oldukça sade bir yapıdır. Dört mermer sütun üzerine inşa edilmiştir. Sütunların üzerine taş malzemeden dört sivri kemer ve onun üzerinde yükselen sekizgen kasnak yer almaktadır. Kemer açıklıkları ahşap gergilerle birbirine bağlanmıştır. Kısmen yüksekçe tutulan kasnaktan sonra kubbe mevcuttur.
Dört sütunun sınırladığı alanda bir mermer sanduka bulunmaktadır. Sandukanın dışında kalan zemin yüzeyi taş malzeme ile kaplanmıştır. Doğu-batı ekseninde yerleştirilen mermer sandukanın üzerinde türbede yatan kişiye ait bilgi mevcuttur. Sandukanın uzun yüzeylerinde birer satır hâlinde sülüs yazı ile “Allah’ın rahmetine muhtaç Mustafa Paşa oğlu Mehmet Bey 941/1534 senesinde Hakk’ın rahmetine kavuştu” mealinde Arapça kitabe kazınmıştır.
Mimari tasarım itibariyle açık türbe tarzında inşa edilen bu yapıya baldaken tarzı türbe denilmektedir. Baldaken tarzı türbelerin ilk örnekleriyle Türkistan coğrafyasında karşılaşılmaktadır. Sonra başta Türkiye Selçukluları olmak üzere Beylikler ve Osmanlı dönemlerinin sonuna kadar örneklere rastlanmıştır. Mimari ve tezyinat bakımından oldukça sade tutulan bu türbeler dolayısıyla maddi bakımdan da tercih edilmiştir. Bu sebepten dolayı evliya, ulema, asker sınıfı veya sultanların torunları gibi kimseler için inşa edildiği görülmektedir.
Kitabede ismi geçen Mehmet Bey’in Mustafa oğlu olduğu anlaşılmaktadır. Mehmet Bey’in babası Mustafa Bey, Çoban Mustafa Paşa olarak bilinen Osmanlı paşası olduğu kabul edilir. Paşa; Çoban lakabının yanında Damat, Gazi, Boşnak, Mısırlı Paşa, Polak, Koca Lala gibi lakaplarla da anılmıştır. Çoban Mustafa Paşa’nın Yavuz Sultan Selim’in kızı Hanım Hatun ile evlendiği, dolayısıyla Kanuni Sultan Süleyman’ın eniştesi olduğu kabul edilmekle birlikte bazı kaynaklarda da Osmanlı veziri Piri Mehmet Paşa’nın kızıyla evli olduğu bildirilmektedir. Çoban Mustafa Paşa sarayda beylerbeyi, vezir ve valilik görevlerinde bulunmuştur. Çoban Mustafa Paşa’nın iki oğlu olduğu kabul edilir. Bunlar Muhyiddin Mehmet (ö. 941/1534) ve Ahmet (ö. 956/1549) beylerdir. Çoban Mustafa Paşa 936/1529 yılında İstanbul’da vefat etmiş ve naaşı Gebze’deki külliyesinin türbesine defnedilmiştir. Oğlu Ahmet Bey de 941/1534 yılında vefat etmiş ve Eğrikapı’ya defnedilmiştir.
Bahse konu olan türbede metfun bulunan Mehmet Bey, müderris olarak Bursa Sultan Medresesinde görev yaparken Hz. Mevlâna’nın dergâhını ziyarete geldiği sırada, 941/1534 senesinde Konya’da aniden rahatsızlanarak vefat ettiği ve dolayısıyla dergâhın avlusuna defnedildiği kabul edilir. Bu ziyaretten hareketle Mehmet Bey’in Mevlevi tarikatının müntesibi olduğu görüşü güçlenmektedir.