Sille Vadisi’nin kuzeybatı yakasındaki Subaşı Mahallesi’ndedir. “Kurtuluş” ismiyle de anılan caminin bulunduğu semt, Osmanlı Döneminde Sille’nin en mamur mahallelerindendir. Mübadele sonrası nüfusu azaldığı için semt zaman içerisinde harap olmuştur. Cami, vadiye nazır olarak, yüksek bir yamacın eteğinde iki katlı olarak yapılmıştır. Batı tarafı uçurumdur. Bu sebeple kapısı, doğudadır. Cami duvarları taş temel üzerine ahşap hatıllı moloz taşlarla inşa edilmiştir. Batı duvarı, dışarıdan taş payandalarla desteklenmiştir. Kapısından, fazla geniş olmayan, doğu-batı yönünde uzanmış, dikdörtgen planlı son cemaat mahalline girilir. Buranın güney duvarında yer alan iki kanatlı ahşap kapıdan da hareme geçilir.
Caminin, tabanı gibi tavanı da ahşap kaplıdır. Hareme girişi sağlayan güneydeki iç kapının solunda bulunan ahşap merdivenle üst mahfile çıkılır. Burada çıkma tarzındaki ahşap müezzin mahfeli dikkat çekicidir.
Erken Dönem Osmanlı Devri Anadolu köy camilerinde genel olarak uygulanılan kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen inşa planı ile cami, aynı doğrultuda üç sahından meydana gelmiştir. Ahşap hatıllar üzerine oturan toprak örtülü damı, kırma çatılıdır. Bunun üzeri, daha sonraları çinko ile kaplanmıştır. Bu hayli ağır olan örtü sistemi, yanlarda duvarlara, içeride ahşap sütunlara yüklenilmiştir.
Doğu duvarının dış cephesinde, sülüsle yazılmış şu onarım kitabesi bulunmaktadır: “Mâşâallah 1209”. Bunun solunda ayrıca “Sene 1258” şeklinde bir başka tamir tarihi, sıva üzerine mala ucu ile yazılmıştır. Caminin ahşaptan yapılmış mihrabında, “1258”; minberinde ise Türkçe meali: “Ey kapılar açan Allah’ım, bana hayırlı kapılar aç. Hafız Hasan Hüseyin yazdı. Maşaallah 1259” olan Arapça bir kitabe yer almaktadır.
Caminin mihrabı, taşıyıcı sütunları gibi, vaaz kürsüsü ve minberi de ahşaptandır. Zarif geometrik motifli süslemeleri vardır. Mail kesim, ajur ve naht teknikleriyle meydana getirilen bu süsler, sanatkârlarının üstün maharetini gösterecek olgunluktadır. Ne var ki bunlar, diğer ahşap aksam gibi yağlıboya ile boyanmışlardır. Bu yanlış uygulamanın sonucu olarak ahşap unsurlarda çürümeler oluşmuştur.
Harem, üç tarafındaki geniş pencerelerinden aydınlatılmıştır. Elektrikten önceki dönemlerden kalan mum, kandil, şamdan, fener gibi aydınlatma araçları hâlen muhafaza edilmektedir.
Alt katı bir ara mektep olarak kullanılan camiin kuzeydoğusunda 1151/1738 tarihini taşıyan, aynı adla bilinen kitabeli bir çeşme vardır.
2012 yılında Selçuklu Belediyesi tarafından esaslı şekilde onarılan cami, Sille işi el dokuması halı, seccade ve kilimlerle döşeli bir şekilde ibadete açıktır.