Tarihi Selçuklu Dönemine kadar ulaşan Konya’nın en eski mahallelerinden biri olan Akıncı Mahallesi, Alâeddin Köşkü’nün kuzeyinde ve bugünkü Çiftemerdiven Mahallesi’nin kuzeybatı tarafında, Hapishane Caddesi’ne kadar uzanan bölgede yer alıyordu. Mahallenin kuzeydoğusunda bugünkü Karpuzoğlu Camii’nin bulunduğu bölgede Aynadar (Kadı İzzeddin) Mahallesi bulunuyordu. Sonradan her iki mahalle de Çiftemerdiven Mahallesi adı altında birleştirilmişlerdir.
Mahallede Küçük Karatay Medresesi’nin* hemen doğusunda Akıncı Mescidi ve Türbesi* vardır. Yine bu bölgede bir Akıncı Sarayı ile bir de Akıncı Medresesi* bulunmaktadır. Mescit ve Selçuklu tipinde inşa edilen türbe tamamen yıkılıp ortadan kaldırıldıktan sonra Kız Öğretmen Okulu (bugünkü Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü) binasının bahçesine dâhil edilmiştir. Konyalı, mescidin önünde bulunan aslan heykelinden dolayı mahallenin “Esediye Mahallesi” olarak da anıldığından bahseder. Yine Konyalı: “Biz mescidin, türbenin ve yakınındaki medresenin ve sarayın Akıncı Kapısı önlerinde bulundukları için böyle adlandırıldıklarını kabul etmek istiyoruz.” derken mahallenin aynı zamanda adının tarihî kayıtlarda Akıncısultan Mahallesi olarak geçmesi ve yine Şeriye Sicillerinde “Akıncısultan Mahallesi” adının kullanılması mahallenin adının, Akıncı kapısından ziyade adı geçen türbede metfun Akıncı Baba’dan aldığını düşündürmektedir.
Alâeddin Keykubat, Ermenistan’dan esir alarak getirdiği, sonra azat ettiği kölelerini bu mahallede iskân etmiştir. Sarayın işleri bu köleler tarafından görülürdü. Camiinin karlarını da bunlar kürürdü. Bu köleler Oğuz Türklerine mensup oldukları için Ermenice bilmedikleri gibi adları da Türk adıdır. Bunlar Bizanslılar tarafından Hristiyanlaştırılmıştır. Mahalle, bu sebepten dolayı sonradan Çiftemerdiven Mahallesi yanında Ermeni Mahallesi (Mahalle-i Ermeniyan) olarak da anılmıştır.