Helva, Türk mutfağının olduğu kadar Türk kültürünün de önemli lezzetlerindendir. Helva kelimesinin kökeni, Arapçadaki “tatlı yiyecek, şekerleme” anlamındaki “hulv (> halva>helva)” kelimesidir. Türk, Arap ve Yahudi toplumlarının yaşadıkları her yerde helvayı görmek mümkündür. Türklerin helva ile tanışmaları, İslamiyet’i kabul ederek Arap kültürüne yakınlaşmalarıyla başlamıştır.
Osmanlı Döneminde helva, sıradan bir gıda ürünü olmaktan çıkıp, sosyolojik bir değer kazanmıştır. Helvanın etrafında çok zengin, güçlü ve etkileyici bir kültür oluşmuştur. Çeşitli sebeplerle helva yapılıp yenilmektedir. Bir insanın doğumundan başlayıp ölümünden sonra bile onun adına yenmeye devam edilen tek şey helvadır.
Konya’da un helvasının, sadesi, kaymaklısı (höşmerim*), pekmezlisi ve yumurtalısı yapılmaktadır (Un helvasının yanı sıra Konya mutfağında tahin helvası (çarşı helvası), irmik helvası ile nişasta helvasının da önemli bir yeri vardır. Ayrıca bk. Kenevir Helvası*).
Un Helvasının Yapılışı
Malzemeler: 250 gr sadeyağ, 2 su bardağı un, 2 su bardağı tozşeker, 1 su bardağı su, 1 su bardağı süt, 50 gr çam fıstığı.
Yapılışı: Tencereye yağ konulup köpürene kadar kızartıldıktan sonra un ve fıstıklar ilave edilir ve tahta bir kaşıkla un pembeleşinceye kadar sürekli karıştırılarak kavrulur. Diğer taraftan bir tencereye de şeker, süt ve su konularak bir taşım kaynatılır. Kaynayan şurup kavrulmuş una dökülür. Helva toplanıp tencereye yapışmaz bir hâl alıncaya kadar karıştırılır. Ardından tencere ateşten alınıp, kapağı kapatılarak dinlenmeye bırakılır. Sonra bir kevgir ya da kaşıkla lokma lokma servis tabağına alınır yahut tamamıyla servis tabağına alınıp, üzerine zevke göre şekil verilir.