Sazangillerden olan bu balık türü, dünyada yalnız Beyşehir Gölü’nde bulunan endemik bir türdür. Yörede “Gövce balığı” da denilmektedir. Vücudu zarif, füze şeklinde ve 10-15 cm uzunluğundadır. Ancak, 20 cm boya ulaşanları da vardır. Ağırlıkları en fazla 110 gr. kadardır. Ağızları hafifçe yukarı doğru yönelik, alt çene ise öne doğru çıkıktır. Farenks dişleri iki sıralıdır ve testere şeklinde çıkıntıları bulunur. Anüs yüzgeci sırt yüzgecinden daha fazla ışın taşır. Bu yüzgecin kaidesi sırt yüzgecinin kaidesinden daha uzundur. Kuyruk yüzgeci, çatallı ve loplarının uçları sivricedir. 10-12 ışın taşır. Renkleri; parlak, gümüşi parıltılıdır. Sırtta koyu gri, yanlarda ve karında gümüşi-beyaz renklidir. Standart boyu (kuyruk yüzgeci hariç); vücut yüksekliğinin 4,5-5 katı, baş uzunluğunun ise 4,7-5,1 katı kadardır. Gökçe balığının kuyruk yüzgeci ile sırt yüzgeci hafif gri renktedir. Diğer yüzgeçler ise renksizdir.
Gökçe balığı; sudaki planktonlar, solucan, kabuklu, böcek larvaları, erginleri ve su yüzeyindeki sinekleri yakalayarak beslenir. Mayıs-Haziran ayları arasında, 5.000-6.000 kadar olan yapışkan olan yumurtalarını, sığ sulardaki taş ve çakılların arasına, ayrıca nehirlerin giriş veya çıkışındaki kıyıların kumluklarına bırakır. Yumurtalar yedi-on gün zarfında açılır ve iki-üç yılda erginleşirler. En fazla beş-altı yıl yaşarlar.
1955 yılında İstanbul Hidrobiyoloji Araştırma Enstitüsü, Beyşehir ve Eğirdir göllerine 10 bin adet yırtıcı bir levrek türü olan Sudak balığını (Sander lucioperca) bırakmıştır. Aynı balık, Konya Altınapa ve İvriz baraj gölleri ile Isparta Gölcük Gölü’ne de çoğaltılmak amacıyla bırakılmıştır. Ancak, bu yırtıcı levrek türü, bütün bu göllerde yerli balık türlerine baskın gelerek onların azalmasına, hatta bazılarının yok olmasına bile sebep olmuştur.
Anadolu’da başka sularda da bulunan ve eti lezzetli olan bu endemik balık türünün neslinin korunması için yabani türlerin bu sulara bırakılmaması, ayrıca usulsüz ve mevsimsiz avlanmanın yapılmaması gerekmektedir.