Konya’nın (günümüzde Selçuklu ilçesine bağlı) Güvenç köyünde doğdu. Babası marangoz Ali İsmail, annesi ise ev hanımı Emine Hanım’dır. Ailesi 1944 yılında Konya’ya göçtü.
Konya’da, komşu evde çalınan plak seslerini dinleyerek müziğe ilgi duyup, öğrendiği şarkı ve türküleri, güğümle ritim tutarak söylemeye başladı. Torununun bu merakını gören nenesi ona bir cura aldı. Ut ve cura çalmasını bilen babasının yardımı ile önce cura, sonra ut çalmasını öğrendi. Gözleri görmeyen bir insanın çalıp söylemesi, çevresinde ilgi uyandırmaya başladı. Günümüzde Kültür Park içerisinde kalan Dede Bahçesi’nde üç yıl sahneye çıkarak Konya türküleri çalıp söyledi.
1957 yılında Ankara Radyosu’nda açılan imtihanı kazanarak üç yıl Muzaffer Sarısözen, Neriman ve Nida Tüfekçi’lerden dersler aldı. Fakat babasının rahatsızlığı ve müsaadesinin olmamasından dolayı radyoya intisap edemedi.
Konya’da türkülerini ünlü mahallî sanatçılar Murat Tiftik, Çopur Ahmet ve Fındık Hüseyin ile de çalıp söyleyen Özdemir, sonuncusu Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nın “Bülbül Konmuş Sarayına Konya’nın” adlı Konya türküleri albüm serisinden olmak üzere, on albüm çıkardı. Yaklaşık 5.000 şarkılık repertuvara sahip olduğunu belirten Ahmet Özdemir, hâlen de dillerden düşmeyen “Elmaların Yongası”, “Haydi Bizim Evde Şeker Lokum Var”, “Elmayı Nazik Soydum”, “Ermenek’in Keklikleri Ötüyor”, “Karpuz Kestim Suyumuş” gibi türküleri kültürümüze kazandırdı. Bilinen 140 civarında bestesinin yanı sıra gönül kırgınlığı sebebi ile tescilini yaptırmayarak müzik piyasasına sürmediği 100 kadar daha bestesi bulunmaktadır. Pek çok mahallî nişan ve düğün organizasyonlarında yer alan Özdemir, uzun yıllar Sun TV’de program yaptı. İlerlemiş yaşına rağmen Kon TV’de haftalık periyotlu bir program yapmış, yanı sıra çeşitli organizasyonlarda sahneye çıkarak, geçimini udu ve sesiyle sağlamıştır.
Döndü Hanım’la olan evliliğinden Fuat ve Zeki isminde iki oğlu olan Ahmet Özdemir’in, oturduğu sokak ve apartman kendi ismini taşımaktadır.
Ahmet Özdemir, gözlerinin görmemesini hiçbir zaman bir eksiklik olarak görmemiş; öyle de kabul edilmiştir. Bir gün Ahmet Özdemir’in de bulunduğu bir aile arası oturmada, Rahime adında şişmanca bir hanım biraz fazlaca konuşunca o: “Aman Rahime Hanım, biraz kilo versen daha iyi olur…” deyiverir. Odada bulunanlar Ahmet Özdemir’in, bir hanımın şişmanlığını bilivermesini hayretle karşılarsa da o, konuşma tavrından insanın kilolu olup olmadığını kestirebilecek bir kavrayışa sahiptir.
Bir gün bir düğünde, çalıp söylemek için sırasını beklerken yanına bir çocuk gelir. Bu çocuktan düğün davetlilerinden çoğu kadının kılık kıyafet durumunu öğrenir. Sahne sırası kendine gelince, başını iki yana sallayarak: “Ayşe gıız… Gırmızı entari de pek güzel olmuş üzerine...”; “Fatmanım, o sarı elbisenin üzerine gırmızı tülbent hiç yakışmamış, başkası yok mu?” şeklinde latifeler yapınca, hazır bulunanlar kendilerini toparlamaya ve: “Anaa gıız, gafasını iki yana salladıkça görüyor kör nalet...” demeye başlamışlar. Bir başka düğünde de “Amaan gız Haççe, sen de pek güzel oynuyon…” deyince, Hatice ismindeki üç kadın alelacele yerlerine oturmuş. Bu durumu soranlara da: “Birçok kadının bulunduğu yerde muhakkak iki üç tane de Hatice bulunur hazar... Bunun görüp görmemekle bir ilgisi yok ki...” cevabını vermiş.
Ahmet Özdemir, programlarında çalıp söylemesinin yanında Konya şivesiyle taklitler yapıp, mizahi hikâyeler de anlatmaktadır. Bu özelliğiyle de o, Konya’nın mahallî bir meddahıdır.
06 Eylül 2016 tarihinde vefat eden Ahmet Özdemir, ikindi namazını müteakip Ahmet Dede Yediler Camii’nde kılınan cenaze namazı sonrası Ahmet Dede Yediler Mezarlığı’nda toprağa verildi.