5 Temmuz 2002’de açılan Gülmece Parkı, Nasreddin Hoca fıkraları heykelleri, Türk tulûat tiyatrosu sanatçılarının büstleri ve sinema sanatçıları, kabartmaları ile süslenmiştir.
Akşehir Belediyesi önündeki Atatürk Heykeli’nden başka Nasreddin Hoca Caddesi üzerinde bir de Nasreddin Hoca Heykeli vardır. Bu heykelin sanatçısı Tankut Öktem’dir. Fıkra heykellerini ve büstleri Cemil Güntepe, tulûat sanatçılarını ise Cavdar Göktaş-Emine Korkut ikilisi geçekleştirmiştir.
Tarık Buğra Heykeli de Tankut Öktem’in eseri olup 2004 yılında dikilmiştir.
VII. EKONOMİ VE SANAYİ
İlçenin en önemli geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Osmanlı döneminde buğday, arpa, darı, burçak ekiliyor; kavun, karpuz, hıyar gibi bostan ürünleri yetiştiriliyor; üzüm, kiraz, vişne gibi meyveler üretiliyordu. Kendir dokumacılıkta kullanılan bir bitki olarak önemliydi. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın yanında gölde balıkçılık da yapılıyordu. Günümüzde şekerpancarı, haşhaş, buğday olmak üzere sebze ve meyve yetiştiriciliği ile patates ilçenin önemli gelir kaynaklarını oluşturur. Özellikle yurt dışına da ihraç edilen Napolyon kirazı, vişne ve çilek yetiştiriciliğinde ekolojik tarım yapılmaktadır.
Akşehir’de iki adet sanayi sitesi mevcut olup iş yerleri tamamen doludur. Bunların yanı sıra ek inşaatlar da yapılmaktadır. Birinci Sanayi Sitesinde 308 adet, İkinci Sanayi Sitesinde ise 396 işyeri mevcuttur. Akşehir’de son yıllarda sanayide büyük atılımlar yapılmış olup birkaç sektör, yurt içi ve yurt dışında büyük pazar paylarına sahiptir.
Ağırlıklı olarak; traktör, oto yedek parça ve gıda makineleri imalatçıları (helva, lokum, tahin makineleri), helva, lokum, tahin imalathaneleri, yem, bulgur fabrikaları, un fabrikaları, bisküvi fabrikası, tuğla fabrikası, tarım makineleri ve tulumba imalatçıları, kereste fabrikaları, PVC kapı pencere imalatçıları, mermer fabrikası, çelik kapı imalatçıları, bakliyat, kuruyemiş imalat ve paketleme işletmecileri, ipek halı dokuma işletmecileri, saraciye çanta, karoser, kalorifer kazanı imalatçıları, yağ fabrikası, hazır beton fabrikası, süt ve süt ürünleri fabrikaları, pirinç unu, kakao, nişasta vb. fabrikası, kompresör, traktör koltuk imalatçıları ile birçok sanayi kolu mevcuttur. Bunların pek çoğu, yurt içi ve yurt dışı pazarlara sahip olup ihracat yapmaktadırlar.
Akşehir Arastası
Geleneksel kent dokusunun önemli bir parçasıdır. XIX. yüzyılın sonları XX. yüzyılın başlarının mimari özelliklerini yansıtır. Bazı zanaatlar, el sanatı yapımcıları çalışmalarını sürdürmektedirler. Bunlar demirci, kalaycı, bakırcı, terzi, saraç, ayakkabıcı, berber gibi iş kollarında çalışırlar.
Akşehir Kirazı
Orijini Anadolu olan ve ülkemizde “Napolyon” veya “dalbastı” kirazı olarak bilinen Akşehir kirazı, ihracata yönelik satışlarda en önemli kiraz çeşididir. Mevsimsel özelliklere göre değişmekle beraber genellikle 20 Haziran-20 Temmuz tarihleri arasında hasat periyodu olan geç olgunlaşan bir çeşittir. 48-50 mm uzunluğunda, ince bir sap yapısına sahiptir. Meyveler, geniş kalp şeklindedir. Çok iri, 9-13 gr ağırlığındadır. Eni 26,5-32 mm, boyu 27-29 mm’dir. Akşehir kirazının çapı 26 mm’den büyüklük oranı %80-90 arasındadır. Meyveler parlak, koyu kırmızıdır. Meyve çok sert, gevrek, sulu, çok lezzetli ve özel bir aromaya sahip çok kaliteli bir çeşittir. Meyve eti kabuk rengine göre daha açık renklidir. Çekirdeği ortalama 0,3-0,4 gr ağırlığında olup ete çok az bağlıdır. Meyve çatlaması yapmadığı gibi uzun yol koşullarına çok dayanıklıdır. Meyve sapı tüketiciye ulaşıncaya kadar uzun süre canlılığını korumakta ve yeşil kalmaktadır. Ağaçları güçlüdür ve dikine büyüme sergiler. Kendine kısır olup mutlaka yabancı tozlaşma ve döllenmeye ihtiyaç duymaktadır.
Bölgeye adaptasyonu, fiziksel gelişimi ve ekonomik ömrünün 40’lı yaşları bulması ve genellikle istikrarlı bir verime sahip olması; yöreye Akşehir Gölü, Eber Gölü ve Sultan Dağlarının oluşturduğu mikroklima özelliğinin bulunması; toprak yapısının geçirgen tınlı, yağışların 550-610 mm, %60’ın üzerindeki nem oranı, çiftçilerimizin ağırlıklı olarak kimyevi gübre yerine hayvan gübresini tercih etmesi gibi çevresel ve niteliksel faktörler Akşehir kirazının kendine has bir aroma, tat, lezzet ve kaliteye sahip olmasını sağlamaktadır.
Şimdiye kadar yöremizde Napolyon kirazı diye bilinen Akşehir kirazının gelişme, meyve ve ayırt edici özelliklerini içeren coğrafik işaretler Türk Patent Enstitüsünce 11.04.2004 tarih ve 25430 sayılı Resmi Gazete’de ilanı yapılarak “Akşehir Kirazı” olarak tescil edilmiştir.
Akşehir’de Atakent, Gölçayır, Değirmenköy, Yeniköy, Saray, Ulupınar, Engili, Gedil, Ilıcak ve Çakıllar gibi kasaba ve köylerde temel ürün olarak yetiştirilmekte ve normal şartlarda yılda yaklaşık 15 bin tona yakın üretilmektedir. İlçede bulunan 140 bine yakın ağaçtan elde edilen kiraz, İngiltere, Almanya, İsveç, Hollanda, İtalya, Belçika ve Avusturya’nın da aralarında bulunduğu birçok Avrupa ülkesine gönderilmekte, uluslararası pazarda Türk Kirazı olarak tanınmaktadır. Kiraz ihracatından yılda ortalama 15-18 milyon dolar gelir elde edilmektedir.