Akşehir’de doğdu. Alâeddin Halveti’nin halifelerinden Şeyh Tac Ahmet’in oğludur. Soylarının Hz. Abbas’a dayandığı rivayet edilir.
İlk ve medrese tahsiline Akşehir’de başlayan Sadi Çelebi, Mevlâna Muhyiddin Çelebi ile Sultan Süleyman Han’ın hocası Hayreddin Efendi’nin derslerine devam ederek onlardan icazet aldı.
Dimetoka ve İstanbul’da İbrahim Paşa ve Filibe’de Şahabeddin Paşa Medreselerinde müderrislik yaptıktan sonra, Sultan Süleyman’ın şehzadelerinden Mehmet Han’a hoca tayin edildi. Kanunî’nin çok sevdiği bu şehzadenin vefatı üzerine, Amasya Müftülüğüne tayin edildi. Daha sonra da Bursa’da Muradiye Medresesinde müderrislik yaptı. Zamanla sahn müderrisliğine yükseldi. Tedris hayatında pek çok talebe yetiştiren Sadi Çelebi, İstanbul’da bir de mektep inşa ettirdi.
Şekâyık-ı Numâniye’de Sadi Çelebi’nin kişiliği şöyle tavsif edilir: “Müdakkik, sahibü’l akide, sahibü’l ahlâk-ı hamide, iffete ve diyanete, zühd ve salâha mâil bir fâzıl idi. Tarikat-ı sofiyeye mensuptu.”
Sadi Çelebi, Bursa’da Muradiye Medresesi müderrisi iken, 957/1550 yılında vefat etti.