BARAK BABA

Babai hareketi mensubu Kalenderi şeyhi.

Asıl adı bilinmeyen Barak Baba, Tokat yakınlarındaki bir köyde varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Daha genç yaşlarda Türkmen babası Sarı Saltuk’a mürit oldu ve şeyhi tarafından kendisine Barak (köpek) lakabı verildi. Sarı Saltuk’un en önemli dervişi olarak bütün Anadolu’yu gezdikten sonra İran’a da gitti. Kelimât-ı Barak Baba adında 853/1449’da Babaî hareketinin merkezi olan Amasya’da istinsah edilmiş bir de risalesi bulunmaktadır. Ünlü bir Babai dervişi olarak İran’da İlhanlı hükümdarı Gazan Han’ın (1295-1304) sarayında göze girmeyi başararak önemli mevkiler elde etti. Gazan Han’ın ölümünden sonra yerine geçen oğlu Olcaytu döneminde de itibarını korudu; hatta Olcaytu, Şam’a, Memlûk Sultanı el-Melikü’n-Nâsır’a gönderdiği bir elçilik heyetine onu da dâhil etti. Koyu bir Şii olan Barak Baba, koyu bir Sünni olan Şam’a gittiğinde burada iltifat görmedi. Arapça kaynaklar, Barak Baba’nın yüz kadar dervişiyle Şam’a gelişini anlatırken, eski Şamanları andırır bir şekilde saç ve sakallarının kazındığından, ancak gür bıyıklarının olduğundan bahsederler. Başlarına, iki yanında boynuzlar olan keçe külahlar giymişler, boyunlarına da küçük çanlardan ve boyalı aşık kemiklerinden yapılmış kolyeler takmışlardır. Zaman zaman dervişlerinin çaldığı davulların temposuna uyup hayvani sesler çıkararak raks ettikleri, hatta vecde gelmek için afyon kullandıkları da nakledilir. Bu tavırlarından dolayı zındıklıkla itham edilmiş, “şeytanın avenesi” olarak nitelenmişler, bu sebeple Şam’da iltifat görmemişler; gittikleri Mısır’dan da koyulmuşlardır.

İmamiyye Şiiliğini yaymak için Gîlan bölgesine de gönderilen Barak Baba’nın bu elçiliğinin bir vazifesi de Gîlan’da esir tutulan İlhanlı kumandanı Kutluğ Şah’ı kurtarmaktı. Ancak bunu haber alan Gîlan emiri Topaç, henüz kırk yaşlarında olan Barak Baba’yı müritleriyle beraber öldürttü (753/1352). Onun hatırasına Olcaytu, Sultaniye’de bir türbe ve zaviye yaptırdı. Timur devrinde buradaki nüfuzlarının devam ettiği bilinmektedir. Barak Baba’nın İran’da ve Anadolu’da “Barakıyyun” denilen geniş bir mürit kitlesi vardı. XIII. asrın sonunda Mevlâna’nın torunu Ulu Arif Çelebi, Sultaniye’de tanıştığı Barak Baba Zaviyesi şeyhi Hayran Emirci’nin bir müddet Konya’da yaşamasından, Konya’da önemli sayıda müridinin olduğu anlaşılmaktadır. Muhtemelen bunlar Kalenderi-Haydari tarikatına mensuptular.

Barak Baba’ya bağlı müritler hakkında hiçbir bilgiye malik değiliz. Bugün Anadolu’da Barak ismini taşıyan bazı köyler bulunmaktadır. Bunların hepsinin değilse bile bazılarının, bir zamanlar Anadolu’da yaygın olan Barak Baba dervişlerinin hatırasını taşıdığı kuvvetle muhtemeldir.

Barak Baba’nın Kelimât-ı Barak Baba adında 853/1449’da Babaî hareketinin merkezi olan Amasya’da istinsah edilmiş bir de risalesi bulunmaktadır.

MUSTAFA DEMİRCİ

BİBLİYOGRAFYA

  • Eflâkî, 1980, II/860-862; Ocak, 1996; a. mlf, 2003; a. mlf, 2000; Turan, 1999, 597; Köprülü, 1929, 17; a.mlf., 1338, 393 vd.; Togan, 1970, 271; [Ülken], 1340, 440 vd.; [Fındıkoğlu], 1927, 29 vd.; Diriöz, 1951, 167-170; Ocak, 1992c, V/61-62; B. Lewis, “Barak Baba”, EI2, I/1031; H. Algar, “Barâq Bâbâ”, E/r., III/754-755.