Mevlâna Dergâhı postnişinlerinden Ebubekir Çelebi I* oğlu Abdurrahman I’in (ö.1663) oğludur. Pir Hüseyin Çelebi’nin* 1077/1666-67 yılında vefatı üzerine on sekizinci halife olarak Konya Mevlevi Dergâhı şeyhliğine geçerek on üç yıl bu görevi ifa etti.
Hayatı hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Veled Çelebi, Abdülhalim Çelebi’nin postnişinlik görevinden önce, bir müddet İstanbul’da Ebu Eyüp el-Ensarî civarında münzevi olduğunu, o zamanlarda Galata Mevlevihanesi Şeyhi Âdem Dede’ye (ö. 1652) intisap edip 1054/1644’te hilafetname aldığını belirtir.
Abdülhalim Çelebi’nin postnişinliği, Vani Mehmet Efendi’nin öncülüğünde tarikatlarda zikir ve ayinlerin yasaklandığı süre içinde vuku bulmuştur.
1050/1640 senesinde on beş yaşında iken on altıncı postnişin Karahisari Mehmet Arif Çelebi’nin* kızı Ayşe Hanım’la evlendi. Bu evlilikten 1055/1645’te büyük oğlu Bostan Mustafa ve 1060/1650’de küçük oğlu Abdurrahman-ı Sani doğdu. Sait Hemdem Çelebi*, Bayram Çelebi’nin de Abdülhalim Çelebi’nin oğlu olduğunu yazarsa da Veled Çelebi*, Silsilenâme’de bu tespiti doğru bulmamaktadır.
“Halîm” mahlasıyla şiirler de yazan Abdülhalim Çelebi, 1090/1679 yılında vefat edince, postnişinliğe on dokuzuncu halife olarak büyük oğlu Bostan Çelebi-i Sani* (ö. 1117/1705) geçti.
Olur tecelli-yi dîdâre nûr pervâne
Ne nûr belki o hurşîde Tûr pervâne
Görünce mihr-i cemâlin o şem‘-i hüsnün olur
Misâl-i zerre cinân içre hûr pervâne
Geleydi meclise bir şeb o şem‘-i tâze-zuhûr
Ederdi dilleri şevk u sürûr pervâne
Dilim hümâ-yı ferâğ-âşiyân iken oldu
Çerâğ-ı aşka yine bî-şuûr pervâne
Aceb midir o gül-i âteşin-izâra Halîm
Olursa bülbül-i dil nâ-sabûr pervâne
ABDÜLHALİM ÇELEBİ