Konya’da, Türkiye Selçukluları Döneminden kalan mescitlerden olup, Alâeddin Tepesi’nin kuzeyindedir. Emir-i Âhur Beşşare Bey tarafından, 15 Cemaziyelevvel 616 (29 Temmuz 1219) tarihinde inşa ettirildiği, kitabesinde belirtilmektedir.
Kitabenin her iki tarafında, siyah çerçeveli turkuaz yeşili, nefis Selçuklu çinileriyle bezenmiş birer ibare daha görülmektedir. Zaman içerisinde büyük ölçüde tahribata uğradığı için, okunamaz durumdadır.
Bulunduğu mahallenin isminden dolayı “Ferhuniye Mescidi” diye de bilinir. İ. Hakkı Konyalı, XIII. yüzyılın ilk yarısında İç Anadolu’da meydana gelen çok şiddetli bir depremin, önemli zararlar verdiği mimari eserler arasında bu mescidin de bulunduğunu belirtir. Günümüze gelinceye kadar büyük küçük birçok tamir gördüğü, izlerinden anlaşılmaktadır. Bilinen önemli onarımlardan birisi, Konya Valisi Şehinşah bin Bayezit tarafından yaptırılanıdır. Cumhuriyet Döneminde de çeşitli tarihlerde onarılmıştır. 1958 yılında, hayırseverler tarafından esaslı şekilde yeniden onarılmış, kubbesi kurşunla kaplatılmıştır. Konya Büyükşehir Belediyesi, bu tarihî mescidi, çevresini açarak 1994 yılında tekrar tamir ettirmiştir. Günümüzde Vakıflar Müdürlüğünün yaptığı restorasyonla mescit, mazideki görünümüne benzetilmeye çalışılmıştır.
Kuzeyinde bir giriş/methal bölümü vardır. Harimi kare planlı olup Türk üçgenleri ile geçilen tuğla örgülü tek kubbe ile örtülmüştür.
Mescidin yan duvarları taş, örtüsü tuğladan inşa edilmiştir. Mihrabın orijinalinin çini mozaik olduğu sanılmaktadır. Minber yenidir.
Yapı methal ve kübik harimden meydana gelen mescitlerdendir. Onarılarak günümüze gelen yapı, asli durumundan çok şey kaybetmiştir. Önünde dikili duran antik mermer sütun sadaka taşıdır.
Beşare Bey, yaptırdığı diğer eserler gibi bu mescidinin her türlü masrafını en iyi şekilde karşılamak için, zengin gelirli vakıflar tahsis etmiştir. Tarihî süreçte vakıflarının bozulup gelirlerinden mahrum bırakılınca, mukadderatıyla baş başa kalmıştır.