Derebucak ve çevresi Helenistik ve Roma dönemlerinde Pisidia (Göller Bölgesi), Isauria (Bozkır ve çevresi) ile Pamfilya (Antalya’nın doğusundaki Serik ve Manavgat’ın tümü, Gündoğmuş ve Alanya ilçelerinin batı kısımları) bölgelerinin arasında bir geçiş alanıdır. Ancak ilçe topraklarının çoğunlukla Pisidya Bölgesi kültürlerinin etkisi altında olduğu söylenebilir. Bölge, Pisidya’nın bir alt bölgesi olan Orondeis Bölgesi’nin güneyinde ve Pamfilya’da oturan Selgelilerin kuzeyinde olan bu kesimde Homonedeisler oturmakta idi. Burasının batı kesiminde de Katannelerin (merkezi antik kaynaklarda farklı söylenen Cotenna ve şimdiki Gödene) olduğu Antik kaynaklarda söz edilmektedir. Bölgenin Helenistik ve Roma dönemlerindeki bölgeler arasındaki bağlantı rolünün bu dönemler öncesindeki Hitit, Frig, Lidya, Pers ve sonrasındaki Bizans dönemlerinde de sürdürdüğü dikkati çekmektedir.
İlçe sınırları içinde Prehistorik Döneme ait yerleşimler henüz tespit edilememiş olmasına rağmen, yakınında bulunan Beyşehir ve Seydişehir ilçelerinde çok sayıda Neolitik yerleşme bulunmaktadır. Suğla Gölü’nün batı ucundaki Suberde ve kuzeyindeki Kanal (Gökhüyük) Höyük ve Beyşehir Gölü çevresindeki Erbaba, Çukurkent, Yılan, Alan ve Yeşildağ höyükleri bölgede MÖ VIII. bin yıldan itibaren yoğun bir yerleşmeye işaret etmektedirler. Bu dönemle ilgili özellikle Suberde ve Yeşildağ höyükleri Derebucak çevresi ile yakın bir temas içindedir. Bu sebeple bölgede yapılacak sistematik araştırmalarla Derebucak çevresinde de bu dönemle ilgili kültürler bulunması muhtemeldir.
Derebucak çevresine, Prehistorik çağlardan tarihî döneme geçiş arifesinde Luvi kökenli halklar gelip yerleşmiştir. Daha sonra Hitit, Helenistik ve Roma dönemlerinde bu halkların bölgede varlığı bilinmektedir.
Hititler Döneminde bölge, Luvi fırtına tanrısı Tarhu’dan kaynaklanan Tarhu’nun evi anlamında Tarhuntaşşa denilen Konya’dan Akdeniz’e kadar uzanan dağlık bölgenin merkezindedir.
MÖ I. bin yılda Frig ve Lidya devletlerinin güney doğu sınırları içinde olduğu düşünülen bölgenin bu dönem ve daha sonra Persler ve Helenistik Krallıklar zamanında yarı bağımsız beyliklerin olduğu sanılmaktadır. Bölgede Roma Dönemine kadar dışarıdan gelen yönetimlerin tam bir hâkimiyet kurduğu söylenemez.
Roma, Orta Anadolu ve güneyini Galatya Krallığı’na bırakır. Galatya kralı Amyntas MÖ 29’da bölgeyi ele geçirir. Amyntas’ın Beyşehir çevresinden güneye, Side’ye, Derebucak çevresinden inmiştir. Isaura kentinde, büyük olasılıkla Bozkır Zengibar’da kralî bir merkez oluşturmayı düşünürken, daha önce öldürmüş olduğu Homanad reisinin eşinin yeniden topladığı birliğe yenilerek öldürülmüştür (MÖ 25).
Roma, Amyntas’ın ölümünden sonra bölgeyi Galatya eyaletine bağlamış sonra da bölgedeki Isaurialı isyanları daha iyi kontrol edebilmek için yeni eyaletler kurmuştur. Önceleri Derebucak çevresi Pisidia eyaletine bağlı iken daha sonra Isauria eyaletine bağlanmıştır.
Augustus, bölgenin kontrolünü sağlamak için Via Sebastia adı verilen Pisidia Antiochia’dan başlayarak Beyşehir Gölü’nün kuzeyinden Isauria’ya (Zengibar-Bozkır) uzanan yolu inşa etmiştir. Kuzeyden güneye doğru Torosları aşan birtakım geçiş yolları bu yol ağına bağlanmıştır. Derebucak Döşeme mevkiindeki Roma yolu 3,5 -bazı dönüşlerde 4,5 m- genişliğinde, kesme taşlarla yapılmış mükemmel işçiliği ile Lykaonia, Isauria ve Pisidia bölgelerini Side’ye bağlayan en önemli yollardan biridir. Diğer taraftan Derebucak’tan güneydoğuya Alikesiği denilen mevkideki taş kesiği Antiochia, Neapolis, Misthia, Erymna (Ormana) Seleukeia’ya uzanan yol üzerinde idi. Bu yollar Via Sebastia’nın güneye, Pamfilya kentlerine, uzanan bağlantıları idi.
Roma, bu yol ağı ile bölgedeki isyanları bastırmayı hedeflemiş ve devamında bölgeyi önce Pisidia ve sonra da Isauria eyaletlerine bağlamıştır.
MS 371-372 yıllarında Lykaonia (ovalık Konya çevresi), Isauria (Bozkır çevresi) ve Pisidia (Göller Bölgesi) eyaletleri Beyşehir Gölü’nde birleşmiş olmalıdır. Antik dönemde Caralis olarak bilinen Beyşehir Gölü, Bizans Döneminde Poungousa olarak zikredilmektedir.
Bölge Bizans Döneminde VII. yüzyılda Heraklius’un kurduğu Thema sistemi içinde Anatolia themasında yer almaktaydı. Antalya ve çevresini içine alan güneyi ise Karabison (Kybration) theması ile komşu idi.
Derebucak çevresinde yer alan Çukurören ve Zekeriya (Taşlıpınar)’daki yerleşim Roma Dönemi yerleşimleri hakkında bilgi vermektedir. Zekeriya’daki kale ile birlikte Yeşildağ’daki İbrim, Bayındır ve Göynüm kaleleri bölgedeki geçitleri kontrol eden stratejik noktalardır.