Hz. Mevlâna’nın soyundan gelen çelebilerden olan Derviş Çelebi Konyalıdır. “Pîrî-zâde” lakabıyla tanındı. Pir Hüseyin Efendi, Konya Dergâhı şeyhi iken dervişler arasında huzursuzluk çıktı; bazı Çelebiler, Pir Hüseyin Çelebi’nin azledilip Derviş Çelebi’nin atanmasını istediler. Derviş Çelebi bu bozgunculara kanarak şeyhliğe tayinini sağlamak üzere İstanbul’a gitti. Konya Dergâhı’na postnişin olmak için epey çalıştıysa da muvaffak olamadı. Yaptığı hatanın pişmanlığıyla uzun zaman Galata Mevlevihanesi’nde misafir olarak kaldı. Nihayetinde Hz. Mevlâna’nın soyundan gelmesi sebebiyle Galata Dergâhı’na şeyh tayin edildi. Ancak bu görevi uzun sürmedi. 1080/1669’da Konya’daki Çelebilik makamı tarafından azledildi. IV. Mehmet’in Kamaniçe Kalesi’nin fethi için çıktığı sefere katıldı, yolda hastalandı ve Silistre’ye bağlı Hacıoğlupazarı adlı kazada vefat etti.
Usta bir şair olan Derviş Çelebi’nin az sayıda şiiri günümüze ulaşabilmiştir.