KONYA ANSİKLOPEDİSİ’NİN YAZIM ESASLARI
Günümüzde Türkçe eser veren bütün akademisyen, araştırmacı ve yazarların henüz ortak bir yazım üzerinde anlaşamadıkları bir vakıadır. Yayın Kurulumuz, Konya Ansiklopedisi’nin redaksiyonunda “TDK Yazım Kılavuzu’nun en son baskısına (TDK Yazım Kılavuzu, 2008) uyma”yı baştan benimsemiş olmasına rağmen İSAM İslam Ansiklopedisi’nden alınan maddelerde alıntı kaynağının ve madde yazarlarının tırnak içine aldıkları ibare ve ifadelerinin imlasının korunması zaruretinden zaman zaman bu kuralın dışına çıkmak mecburiyetinde kalınmıştır. TDK Yazım Kılavuzu’nun yetersiz kaldığı anlarda da kuralsızlığa düşmemek için daha yolun başında yayın kurulumuzun oluşturduğu, aşağıda esasları belirtilen Konya Ansiklopedisi Yazım Kuralları’na uyulmuştur.
Özel İsimler Şahıs Adları
Alıntı maddelerde geçen, tırnak içine alınan, kitap isimlerinde yer alan ve yazımı resmileşen şahıs adlarıyla; “din”le yapılmış (Arapça birleşik) şahıs adları dışındaki Arapça ve Farsça kökenli şahıs adlarında Türkçe söyleyişe uyulmuştur. Dolayısıyla Türkçe söyleyişin gereği olarak şahıs adlarının sonundaki “b, c, d” sesleri “p, ç, t” seslerine dönüştürülmüştür (Yakûb>Yakup, Behîc>Behiç, Mehmed>Mehmet). Arapça ve Farsça şahıs adlarında esas alınan diğer hususlar da şunlardır:
- Alıntı maddelerde geçen, tırnak içine alınan ve karışıklık oluşturabilecek adlar (Adem: Yokluk; Âdem: İnsan gibi örnekler) dışında kalan Arapça şahıs isimlerinde uzun heceleri belirten ünlüler üzerindeki düzeltme işareti kullanılmamıştır (Fâtih>Fatih, Mahmûd>Mahmut).
- Bazı Arapça şahıs isimlerinde “k, g” seslerinden sonra gelen “a” ünlüsünün üzerine ünlünün inceliğini göstermek için düzeltme işareti konulmuştur (Kâmil, Kâzım).
- “Din” ile yapılmış Arapça birleşik şahıs isimlerde –resmiyet kazanmış olanlar hariç “d” sesi korunmakla birlikte dilimizde kullanımı yaygın olanlarda Türkçe söyleyişe uyulmuştur (Fahruddîn>Fahreddin; Celâlüddîn>Celaleddin). Böyle isimlerden dilimizde pek kullanılmayanlar aslına uygun olarak yazılmıştır (Mecdüddin, Evhadüddin).
- “Abd (kul)” ile başlayan Arapça birleşik isimlerden “Abdullah” ve “Abdurrahman” dışındakilerde kelimeleri bağlayıcı olarak “ü” ünlüsü kullanılmıştır (Abdülaziz, Abdürrahim, Abdüssamet).
- Arapça “Ebû (baba, ata)” kelimesi kendisinden sonraki kelimeye bitiştirilmemişse “Ebu”; bitiştirilmişse “Ebü…” şeklinde yazılmıştır (Ebu Bekir; Ebüzziya).
Yer Adları
Arapça ve Farsça tamlama şeklindeki iki veya daha fazla kelimeden oluşan yer adları yukarıda bahsettiğimiz özel durumlar dışında bitişik yazılmıştır (Bahrisefit, darülhuffaz).
Kitap Adları
Türkçe kitap, dergi, makale adlarındaki kelimelerin ilk harfleri büyük yazılmıştır. Arapça kurala göre düzenlenmiş (Arapça veya Türkçe) kitap isimlerinde yalnız ilk kelime büyük harfle başlatılmıştır (Menâkıbü’l-ârifîn, Kâmûsü’l-a’lâm). Ancak kitap adı içinde bulunan özel isimlerin ilk harfi büyük yazılarak belirtilmiştir (el-Fukûk fi-kelimât-ı müstenidât-i Fusûsi’l-hikem).
Farsça kurala göre yapılan (Farsça veya Türkçe) kitap isimlerinde her kelime büyük harfle başlatılmıştır (Mecâlis-i Seb’a, Letâif-i Hikmet).
Arapça ve Farsça yazılmış kitap, dergi ve makale adlarında özgün yazılışlar korunmuştur.
Cins İsimleri
Arapça ve Farsçadan dilimize geçen kelimelerin uzun/ince heceleri Türk yazımında hâlâ devam eden “düzeltme işareti kullanımı” tartışmalarının kaynağıdır. Konya Ansiklopedisi bu hususta mümkün olduğunca TDK Yazım Kılavuzu’na uymayı baştan karara bağladığından ancak aşağıdaki durumlarda düzeltme işareti kullanmayı tercih etmiştir:
- Arapça ve Farsçadan dilimize geçen kelimelerden yazılışları bir, anlamları ve okunuşları farklı olanları ayırt etmek için, okunuşları uzun olan ünlülerin üzerine konmuştur (adet-âdet, alem-âlem, ama-âmâ, aşık-âşık, lam-lâm).
- İnce “g, k” ünsüzlerinden sonra gelen “a, u” ünlüleri üzerine de konmuştur (dergâh, imkân; sükût, mezkûr).
- Nispet i (î)’sinin, belirtme durumu ve iyelik ekleriyle karışması muhtemel olduğu durumlarda düzeltme işareti kullanılmıştır (bedeni-bedenî, cinsi-cinsî, edebi-edebî, fiili-fiilî, ilmi-ilmî, milli-millî, resmi-resmî, tarihi-tarihî, zahiri-zahirî).
- Tıpkı özel isimlerde olduğu gibi cins isimlerinde de kelime sonundaki “b, c, d” sesleri, “p, ç, t” seslerine dönüştürülmüştür.
Tarihler
Konya Ansiklopedisi’nde tarihlerin belirtilmesinde aşağıdaki esaslara uyulmuştur:
- Madde başında bilindiği takdirde şahısların doğum ve ölüm tarihleri birlikte yazılmıştır. Sadece ölüm tarihi bilinenlerle henüz hayatta olanlar için yazılan tek tarihin ne tarihi olduğu bilinmesi için tarihin önünde “ö.” ve “d.” kısaltmaları kullanılmıştır.
- Biyografilerde metin içerisinde doğum tarihi tekrar belirtilmemiştir.
- Takvim İnkılâbından önceki tarihlerde hicri (belirtildiği takdirde Rumi) takvimle beraber miladi takvim de “H/M” veya “R/M” şeklinde birlikte gösterilmiştir (1257/1841-1323/1905). Hicri takvimin özelliğinden olarak müteakip miladi yılda da devam eden tarihler de (1243/1828-29) şeklinde gösterilmiştir.
- 1300 tarihli mezar taşlarında hicri takvim, sembolik olarak yahut ay adıyla belirtilmediği takdirde, bu tarih Rumi kabul edilmiştir.
- Şahısların doğum veya ölüm tarihlerinin tereddütlü olduğu durumlarda tarihin sonunda [?] işareti kullanılmıştır. Doğum ve ölüm tarihine dair hiçbir bulgu bulunmayan şahısların isimlerinin altındaki tarih satırı boş bırakılmayarak buradaki parantezin içine şahsın yaşadığı yüzyıl veya yüzyıllar yazılmıştır.
MADDE BAŞLIKLARI
- Şahıslar tanındıkları isim, nisbe, künye, lakap veya soyadıyla madde başı alınmış, gerektiğinde bu unsurların birinden diğerine atıf yapılmıştır. Soyadları olduğu hâlde daha çok adlarıyla tanınmış olanlar, tanındıkları isimle alınmış, ayrıca soyadlarından da gönderme yapılmıştır.
- Aynilik veya benzerliğin söz konusu olmadığı durumlarda da mümkün oldukça maddelerin sonuna bir “tanıtıcı” ilâve edilmiştir: Ali Efendi (Müsevvit); Ali Paşa (Doğancı).
- Konya coğrafyasına ait endemik bitki ve böcekler Ansiklopedi’de Latince isimleriyle alfabetik olarak sıralanırken, “Akşehir kirazı” gibi özelliği olan türler Türkçe isimleriyle Ansiklopedi’ye dâhil edilmişlerdir.
BİBLİYOGRAFYA
- Metin içinde geçen kitap ve dergi adları duruma göre tırnak içinde veya italik dizilmiş olarak yer almışlardır. Ancak bibliyografyada kitap adları italik dizilmiş, makale veya madde adlarıyla bölüm başlıkları ise tırnak içinde yazılmıştır.
-
Madde altlarındaki bibliyografyalar kısaltılmıştır. Bu kısaltmalarda iki yol takip edilmiştir:
- Çok kullanılan, yanı sıra çok ciltli veya baskılı olan kaynaklar için özel kısaltmalar belirlenip bunların adları ve nasıl kullanılacakları “Bibliyografya Kısaltmaları” başlığı altında belirtilmiştir. Mesela “Konyalı, Konya Tarihi, …, …” [KONYALI, İbrahim Hakkı, Âbideleri ve Kitabeleri ile Konya Tarihi, Konya 1964; Ankara 1997; Konya 2007. (y., s.)] kısaltması madde altı bibliyografyasında gösterilirken, kullanılan baskının yılı (y.), varsa cildi (c.), sayfası (s.) veya varak numarası (v.) kısaltmanın sonuna eklenmiştir.
- Diğer kısaltmalarda ise sadece “yazarın soyadı, eserin baskı yılı ve sayfa numarası/numaraları” araları virgülle ayrılarak gösterilmiştir (Arabacı, 1998, 353; Oğuzoğlu, 1980, 10-11).